Yazar
Adı: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Basım
Yılı: 2017
Yayınevi:
İletişim
Sayfa
Sayısı: 250
Türk Edebiyatının Milli Edebiyat dönemine başlıyorum.
Yakup Kadri
Karaosmanoğlu, Türk toplumunun sorunlarına tarihsel açıdan bakmaya çalışmıştır.
Romanları belli tarihsel dönemlerin romanlarıdır. Roman boyunca 3 erkekle
evlendirilen Selma karakteri üzerinden Cumhuriyetin “ideal eş “ algısı
anlatılmaya çalışılmış.
Ankara romanı, 3
bölümden oluşur:
1. Bölüm: Sakarya Savaşı
öncesi (1922’ye kadar)
Kurtuluş zaferi ile
sonuçlanan savaş yıllarındaki Ankarayı kısaca anlatır. Roman kahramanı Selma
Hanım, Milli Mücadele yıllarında bir banka şefi olan Nazif beyin karısıdır. İstanbullu
Hanım için Ankara’da hayat tek düze, sıkıcı, yoksulluklarla doludur. Kocasının
Milli davaya bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocasından kopmaya
başlar. İlk bölümden dikkatimi çeken bir alıntı:
”Gerçi Selma Hanım, bu şöhret düşkünlerinden (Halide Edip
Adıvar’a şöhret düşkünü demiş gibi anlıyorum) bu ihtiraslı politikacı
kadınlardan biri değildi. İyi bir tahsil görmüş olmasına rağmen ve fikir
davalarını çok iyi anlayabilecek bir seviyede bulunmasına rağmen memleket
işlerine karışmak emeli gönlünden hiç geçmemişti. O,bu vazifeyi yaşını başını
almış ve hayatta artık kendisi için yapacak bir şeyi kalmamış hanımlara
bırakıyordu.” s.18
2. Bölüm: Cumhuriyet ilanını izleyen yıllar (1926’ya kadar)
Bu bölümde, zaferden sonraki Ankara vardır. Selma Hanım Nazif beyden
ayrılmıştır.Selma Hanım eski Binbaşı emekli Miralay Hakkı Bey’le evlenmiştir İkinci
eşi ile “vatanı kurtarma” paydasında buluşmuşlardı. Vatan kurtulunca ortak
payda yok oldu. Hakkı Bey, Milli
Mücadele yıllarında atılgan, yiğit bir askerdir. Koşullar değişmiş, değişen
koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirmiştir. Milli Mücadele
kazanılmış, birinci bölümün kahraman yüzbaşısı Hakkı Bey’in; idealist, kahraman
kimliğinden hiç eser kalmamış, sığ bir batı hayranı olarak balodan baloya
koşan; kendisinin yabancı kadınlarla, karısının yabancı erkeklerle dans
etmesinden gurur duyan, lüks içinde yüzen bir hayat yaşıyorlardı. Yabancı
şirketlerin adamlarından “komisyon” alan bir adama dönüşmüştü. Vurguncu, harp
zengini şirket meclislerinde dolaşan, vurdumduymaz bir hal içindeydi. Tek istediği güzelliği ve şıklığı ile göz kamaştıracak
bir kadına kavuşmaktır. Hakkı Bey, Selma Hanımla salon kadını olacağı konusunda
hiçbir tereddüt duymadığı için evlenmişti. Selma, bunalımını çalışarak aşmayı
düşünür. Bu isteğine Hakkı Bey cevap bile vermeyecektir. Selma niçin
çalışacağını izah ederse belki kocasının cevap vereceğini düşünür:
“Hayatımı kazanmak için değil
fakat bir şeye yaramak için, bizi yalnız süsleyip dans ettirmek için mi
açtınız? Yalnız buna yarayan bir kadın hürriyetinin ne kıymeti var? “ s.152
Onunla bir çocuk gibi alay etti.
Verdiği cevap:
“Geriye alırsak kıymetini o vakit
anlarsınız.”
Selma Hanım Hakkı Beyin bu yüzünü kaldıramaz ve ayrılır.
Artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır. Kitapta, İnkılabı böyle anlayanların
hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirileri vardır.
”Garpçılık bu
değildir. Garpçılığı eğlence tarzı telakki etmeyiniz. Garpçılık her şeyden
evvel bir yapma, yaratma, kurma, iletme ve işletme gücüdür. Bütün bu yaptığınız
şeyler hep ondan sonra gelir.” Diye bağıracak olsanız alemin keyfini
kaçırmaktan ve bir ukala gibi görünmekten başka bir işe yaramazsınız.” s:144
Selma Hanım bu
sırada yazar Neşet Sabit’le tanışır. Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmet
için öğretmenlik görevine atılır.
“Demokrasilerde, yukarıdan aşağıya doğru inmek yoktur. Hep
aşağıdan yukarıya doğru çıkmak vardır. Bunun aksi, ancak bir katastrofu ifade
eder.” s.167
Selma Hanım, kendi
kendine felaketini böyle ifade eder. Neşet Sabit’e, birinci kocadan ayrıldım,
ikincisinden de ayrılmak üzereyim, gelip burada kendine bir yer arıyorum diye
bahtsızlığını anlatır.
Son Bölüm:
Cumhuriyet sonrası (1937 ve 1943’e kadar)
Roman, Cumhuriyetin
10. Yıl dönümü bayramıyla başlar. Gazi Mutafa Kemal’in Türk Milletine
hitabesiyle Ankara'nın çehresi değişmiştir. Selma Hanım Neşet Sabit’le evlenmiş
ve yeni hayatının inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışmaya
başlamışlardır. Harf İnkılâbı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk
evleri gibi daha birçok alanda büyük atılımlar, yenilikler gerçekleşmektedir.
Selma Hanım Neşet Sabit’le fırsat buldukça Anadolu'nun çeşitli yerlerine seyahat
ederler. Kitapta, Anadolu toprağı, kırı, bayırı, dağı taşıyla cennetin bir
parçası gibi tasvir edilir. Pınarbaşı'nda düzenledikleri eğlencelerde halk
ezgileri, türküleri çalınır, söylenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder