Yazar
Adı: Refik Halit Karay
Basım
Yılı: 2015
Yayınevi:
İnkılap
Sayfa
Sayısı: 183
Türk edebiyatı, Fec-ri Ati dönemi eserlerine kaldığım yerden devam ediyorum. İyi okumalar.
Refik Halit Karay’ın Memleket
Hikayeleri kitabı, katıksız hikaye keyfi yaşatıyor. Anadolu'nun yarım yüzyıl
içinde değişen ve değişmeyen davranışlarına ışık tutuyor. Okurken yazarın eşsiz
görüş ve anlayışına hayran kalıyorsunuz. İnsan ve sosyal hayatın üzerine
yazdığı bu hikayelerde dönemin manzarasını, psikolojisini ve mantığını çok
derin, dolu ve gerçekçi şekilde yaşıyor ve yaşatıyor. 18 hikayenin tümünde bir
canlılık ve aydınlık var. Anadoluyu anlamanın yolu bu kitaptan geçiyor. Hiç
bir siyasal inanç gözetmeden bütünüyle insanların acılarını incelemiş.
Psikoloji ve sosyoloji eseri kadar kıymetli bir kitaptır. Yazar; tekniği,
dilinin güzelliği, taşlamalarının inceliği ve tasvirlerinin gücüyle ün yapmış
Türk edebiyatının başında gelir.
Sus Payı hikayesini 1909 yılında yazması o
engin insan zekasıyla mümkündür. Çünkü o yıllarda Türk sanayisi yeni kurulmak
üzereyken ve işçi problemi yokken yazması çok ileri görüşlü olduğunu gösterir.
Yatık Emine, (Feneryolu1919) hikaye, Ankara’ya iki gün ötede küçük bir kasabada geçmektedir. Kasabanın kadınları bol
bol evlenmekten ve sık sık çocuk doğurmaktan başka ömürlerinin tadı ve acısı
yoktur. Kaçma kaçırma gibi olaylara tek tük rastlanır, ahlaksızca olgular çok
az görülür. Sazsız, sözsüz, düğünsüz, derneksiz ölü bir hayat vardır. Kasabada
tek aykırı olay Yatık Emine'nin sürgün olarak bu kasabaya gelişidir. Kasabalı
bundan çok rahatsız olur. Fakat valilik emrine karşı gelemezler. Önce
hapishanede sonra hastanede barındırmaya çalışırlar. Sürekli dövülüp dışlanır. Kasabanın
dışında bir eve yerleştirirler. Hiç kimse hiçbir esnaf yiyecek dahi vermez. Kış
gelir. Sonra Emine’den ses çıkmıyor, evine gidip bakarlar, soğuk ve açlıktan
ölmüştür.
Şeftali Bahçeleri hikayesi, kasabaya yeni
gelen Yazı İşleri Müdürü Agah Bey, dünyanın gidişatından habersiz, kuramsal
görüşlerle büyümüş, dik başlı, kuru zevkli bir adamdı. Kafasının içi kasabaya
geldiği gün yeni düzenlemeler, örgütler, yardım dernekleri gibi ağır düşüncelerle
doluydu. Memleketi kaplayan tembelliği, durgunluğu kafası almıyordu. 1 yıl
sonra!... hoş bahçe kokusunu ciğerlerine çeker, minderlere uzanıp “Gel keyfim
gel” diye söylenir.
Koca Öküz hikayesi, Hacı Mustafa köyün ileri
gelenlerindendir. Kasabadaki memurlara hediyeler dağıtır.
Vehbi Efendinin Kuşkusu, Bilecik'te yaşanır.
Vehbi Efendi kantar katibidir. Kendi halinde kimseyle ilgisi olmayan bir adamdır.
İftiraya uğrar.
Sarı Bal, hikaye Çorumda yaşayan yerli
tipleri özel havası içinde çok ince taşlamalarıyla anlatır. Mevki sahibi
kimseler bu eve hep uğrar. Bu evde içki, zina, eğlence her şey vardır.” s.70
Şaka, üç arkadaş denizde çapkınlığa çıkarlar,
içlerinden Servet Bey çok iyi yüzücüdür. Rum kızı Destina’ya şaka yapmak ister,
denize girer fakat geri dönmez. Servet Beyin ağa dolanmış cesedi denizden
çıkarılır.
Boz Eşek,” hayvan bir önem kazınmıştı ki;
önüne bol yem dökülüyor, mısır sapları yığılıyordu. Bu dinsel bir ödevdi.”
Yılda Bir hikayesinde ” Bekir Elif’in
vücudunda kapanmış bir bıçak yarası gördü, parmağını oraya dokundurup “Nedir
bu?” diye sordu. Bu soruda sanki hakkı yenilmiş bir adamın öfkesi vardı. Kadın
güldü. Hiç cevap vermedi…”
Bir Saldırı hikayesi, beni ağlatan
hikayelerden biriydi. “Mütareke yıllarında bulunuyorlardı, cepheden veya
esaretten sıskası çıkmış dönen, hastanede tedavisi bitmeden sakat ve illetli
olarak kapı dışarı edilen nice yedek subaylar vardı ki, ne maaş alabiliyorlar,
ne iş bulabiliyorlardı. Yıllarca özlemini çekerek, yaşadıkları hudutlardan
evlerine dönünce açlıktan ve yoksulluktan bir tutam mutluluk ve rahata kavuşamamışlardır. Bu öyle bir devir idi ki yalnız askeri bir felakete bağlı
kalmıyordu; sosyal bakımdan da dünyanın en korkunç, usandırıcı ve kemirici bir
devresi idi. Koca bir insan soyu dermansız babalar, ezgin analar, gıdasız
çocuklarla özellikle bozulan ahlak ile kavruk, yatkın çürük kalmıştı.” s.169
Toplumsal ve bireysel ahlak problemleri
üzerine tespitleri çok gerçekçidir. Mutlaka okuyun. Tekrar tekrar okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder