9 Mart 2022 Çarşamba

KURUMLAR SOSYOLOJİSİ Kurumlara Başlangıç Çerçevesinde Bir Çalışma

 Yazar Adı: Mustafa Aydın

Basım Yılı: 2011

Yayınevi: Kadim

Sayfa Sayısı: 230

 Mustafa Aydın, 1950 Konya doğumlu, Toplum bilim araştırmacısıdır. Özellikle din, bilgi ve siyaset sosyolojisiyle ilgilenmiş, 2 kitabı ve çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Bende katıldığım Türk Siyasi Tarihi atölyesinde, hocamızın tavsiyesi üzerine okuyup, tanıdım.



   Kitap 7 bölüm ve sonunda da güzel bir kaynakçadan oluşuyor. 6 temel kurum: Aile, Ekonomi, Din, Eğitim, Siyaset ve Boş Zamanlar kurumlarını ve onların işleyiş tarzlarını genel çizgileriyle, ortak başlıklar altında göstermeyi amaçlayan, emek verilmiş, enfes bir çalışma olmuş.

   Kurumlar kültürel olgulardır. Bir toplumda yaşayan insanların ilişki örüntülerini gösterirler. İhtiyaçları karşılamak üzere ortaya çıkmış ve sürekli hale gelmişlerdir. İnsanlara hazır davranış örnekleri verirler. Toplumlarla kurumlar arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Yani  toplumdaki sosyal değişimler kurumlara yansır, kurumsal bir değişimde az çok toplum üstünde bir etkide bulunur. Kurumların toplum ekseninde bir bütünlükleri vardır. Bu eksen genellikle toplumların etik yapılarıdır. Kurumlar diğer kurumun görevini yerine getiremez, karışıklıklara neden olur. Böylesi dönemlerde kültür, kendinden beklenen ideal tipler üretememektedir. Mesela ülkemizde ailenin ekonomi ile, dinin siyaset ile, eğitim ile bağlantıları sağlıklı değil diyor yazar bir örneğinde. Yine bir örnek; kendisi bir kontrol/denetleme kurumu olan din alanına, gelenekselden moderne çok değişik yorumlar hakimdir. Bunun çözümünün de, kurumların saha araştırmaları yapması gerektiğini önerir.

DEVLET; yüzyıllardan beri vardır. Ancak ona çok farklı biçimlerde yaklaşılmıştır. Marxistlere göre bir sınıf yapısıdır, Weber’e göre bütün bir toplumu birleştiren bir kuruluş, Hegel’e göre o bir yeryüzü tanrısı, anarşistlere göre ise kendi kendine eriyip bitmesini beklemeden ortadan kaldırılması gerekli bir yüz karası, kimilerine göre ise topluluklar toplumu ya da sosyal piramidin zirvesidir. Klasik tanımlarda ülke, halk ve iktidar organizasyonudur ve genelde normatif bir sistemdir.” s.160

“Herkesin bir sağlık kurumu vardır ama bir baş ağrısı toplumlarda farklı şekilde dindirilebilir. Batı formunda bir kurumsallaşma da bir ağrı kesici hapla, uzak doğuda akupunktur iğnesiyle, bir başka toplumda bir bitki suyunu kaynatıp içmek ya da büyüsel bir işlemle giderilmeye çalışılır.” s.19

Kurumların ortaya çıkış tarzları:

Eylem-Tekrar-Alışkanlık-Adet-Norm-Kurum

“İnsanoğlu, aile kurumu ile soyunu devam etmekte ekonomi ile bizzat kendi varlığını sürdürmektedir.” s.69

“Durkheim’in tezine göre tüm sosyal kurumlar dinden doğmuşlar. Ancak zamanla onunla olan kutsallık bağlarını kopararak din dışı ve hatta ileri boyutlarda din karşıtı hale gelmişlerdir. Sekülerleşme tezi bir din ve din dışı ayrımına dayanmaktadır. Durkheim’in deyimiyle kutsal- kutsal dışı.” s.124

 

 Ekonomi kurumu, toplumda örüntüleşmiş, süreklilik kazanmış işlemler ünitesidir. Ve bu haliyle toplam kültürün önemli bir parçasını meydana getirir. Bazı düşünürler çalmanın hayvanlarda bulunmadığını dolayısıyla insani bir mübadele şekli olabileceğini ileri sürerler*

 Yazar, içerik olarak  makul düzeyde akademik terim kullanmış, teoriler yazarak, örnekler vererek açıklamış. Kitap, yazarın her ne kadar derlemesi olsa da, Sosyolojiye giriş için, sosyal kurumları anlayabilmek, algılayabilmek adına iyi bir ilk adım ve giriş kitabı olmuş.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder