14 Nisan 2021 Çarşamba

FRANSIZ TEĞMENİN KADINI

 Yazar Adı: John Fowles

Basım Yılı: 2021

Yayınevi: Ayrıntı

Sayfa Sayısı: 445

 

   John Fowles  (1926-2005) İngiliz edebiyatının en iyi yazarlarından biri. ”Gerçekten yazmak istiyorsanız bütün sevdiklerinizi öldürmeniz gerekir” diyen yazar. Postmodern romancıların öncüsü, yayınlanan ilk eseri “Koleksiyoncu”  ile büyük üne kavuşmuştur. Kendini tamamen yazarlığa adamış, ticari başarıları da olmuştur. Fransız Teğmenin Kadını kitabının filmi de çekilmiş ilk fırsatta izleyeceğim. Time dergisi de 2005’de en iyi 100 romandan biri olarak  ilan etmiş. Roman kadın olmayı, var olmayı anlatıyor daha çok.



   Fowles, dünya tarihinin en tutucu dönemlerinden biri olan Viktorya döneminde, aykırı bir aşk öyküsü anlatıyor. Kadınların görevlerinin boyun eğme ve çocuk yapmayla sınırlı olduğu bir dönem. Romanın kadın kahramanı Sarah, sevgiye ve özgürlüğe olan tutkusuyla merkezde duruyor. Erkek kahraman Charles ise aristokrat ama ondan beklenenler arasında dengeyi tutturamayan bir karakter. Çağının toplumsal statüsünün yükünü taşımakta zorlanan ve  özgürlüğü arasında seçim yapmak zorunda kalan biri. Romanda; gizem ve cinsellik, aykırı aşk, Tanrı ve doğa ikiliği var. Fosillerden, Darwin den, Londra’dan, tutuculuktan, eski fikir ve düşüncelerle yeni gerçeklik ve yeni nedensellikten, varoluş ve özgürlükten, dönemin sosyal ve ekonomik sömürüsünden, sınıf çatışmalarından bahsedilir. Edebiyat ve düşünce tarihini, roman boyunca okuruz. Viktorya dönemi ile başlar, varoluşun sıkıntı ve sorunlarını dile getirir. Zaten bu dönem başlı başına bir karakterdir adeta. Romanda geçen mekanların tasviri bile karakter gibidir. Fowles, bağlantıları her bölüm başındaki alıntılarla yapar ve uyumludur. Roman bir geçiş dönemi romanıdır. Meraklısı okusun.

   Kurgu çok iyiydi, üst kurmaca var, anlatım çok katmanlı, alternatif sonlar sunuyor okuyucuya. Çok çok keyif aldım, gerildim kimi zaman. Beni nakavt etti.Okuyun mutlaka.

Kaderimizi seçtiğimiz tanrılar belirler” s.161

“Ona aşık mısın?

Aşk mı? Bilmiyorum… Her ne ise kalbimi rahatça başka birine sunmamı engelliyor.” s. 395

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder