5 Ekim 2019 Cumartesi

KARILAR KOĞUŞU



Yazar Adı: Kemal Tahir
Basım Yılı:2016
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 359

    Kemal Tahir’de Nazım Hikmet gibi düşünce mahkumlarından. Hatta Nazım’la beraber tutuklanıp hapse atılmış.1938 yılında hapse girmiş, 1951 yılında serbest bırakılmış, Nazım ise sürgüne gönderilmiş.


   Karılar koğuşu kitabını, hapiste olduğu yıllarda yazmış. 1940’lı yıllardaki Anadolu’yu, baş karakter Murat (yazarın kendisi oluyor) ekseninde anlatıyor.  Romanın adı  her ne kadar Karılar Koğuşu olsa da kitap hapishanede erkek merkezli bir hikayeyi ele alır.
“Gece insanı rahatsız edecek derecede sakindi. Bu rahatsızlık, sabahın ilk saatlerinde başlayıp, gecenin yirmi birine kadar asla kesilmeksizin devam eden bi ton mapushane binasının öfkeli ve ümitsiz homurtusunun kesilmesinden ileri geliyor.” s.287
“Sükut ne acayip şey… Canlı gibi… Sanki arkasında durmuş bir yaklaşıp bir uzaklaşarak kendisiyle şakalaşıyor.” s. 288
  Kemal Tahir’in ölümünden sonra 1974 yılında yayınlanan romanıdır. Malatya Cezaevi deneyimlerini, 2. Dünya Savaşı yıllarının Türkiye’sini anlatmak için kullanmıştır. Türkiye, 2.Dünya Savaşına katılacak mı? Katılacaksa Almanların yanında mı Müttefiklerin yanında mı yer alacak? Savaşın belirsizliği insanları daha büyük sefalete sürüklerken Murat, hapis hayatının zorlukları içinde, giderek bayağılaşan insanların her şeyi yapabildiklerine tanık olur. Kitap, kötü yola düşmüş kadınların ceza evine gelmesiyle başlar. Anadolu kadınının hapishanede de bitmeyen çilesini anlatıyor. Arka kapaktan.
   İdama mahkum edilen Hanım, Malatya genelevinden gelen Tözey, Gardiyan Şefika ve küçük mahkum Aduş… Her birinin farklı hikayeleriyle dolu bir roman.
“Herkes kabahatli de cezayı yalnız Hanım, Tözey, Şefika çekiyor. Hanım'ın oğlancılık eden kocası, Şefika'nın eve o….  getiren efendisi suçsuz mu? Tözey’i Maho Ağa'nın hizmetkarına verdikleri zaman 13 yaşındaymış. Üç aylık gelinken ağa tarlada hücum ederek cebren ırzına geçmiş. Şimdi kız kerhanede, Ağa ise Akçadağ Belediye reisi…” s.346
“Kanun böyle emrediyor. Kanunu bildin mi? Küçük sineklerin takılıp kaldıkları büyük sineklerin delip geçtikleri örümcek ağı… Yahut da Artaki’nin meşhur sazı…” s.351
  Yazar gerçek hayattaki dostları Nazım Hikmet ve Piraye’yi oldukları gibi anar, Hitleri İsmet İnönü’yü sık sık cümlelerinde kullanır. Toplumun cinselliğe bakışını ve yaşayışını açık seçik anlatan bir yazar. Kitapta ikili konuşmalar çok yoğun olduğundan okurken biraz sıkıldım. Sosyoloji kitabı da denilebilir.
  Toplum inkılapları anlamamış, hele kadınlar kendilerine verilen hakların farkında değiller. Hala erkeklerin gölgesinden çıkamadıklarını görüyorsunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder