Yazar
Adı: Orhan Kemal
Basım
Yılı: 2014
Yayınevi:
Everest
Sayfa
Sayısı: 98
Asıl adı Raşit Öğütçü. Eğitim hayatı kısa
sürmüş, işçilik, dokumacılık, katiplik gibi işlerde çalışmış. Askerliğini
yaparken 5 yıl hapis cezasına mahkum edilmiş. Bursa ceza evinde Nazım Hikmet’in
toplumcu görüşlerinden etkilenmiş, bir dönem şiir yazmış, Nazım tarafından
romana yönlendirilmiştir. 1950 ‘den 1970 yılına kadar roman ve makale yazarak
geçindi. Yoksul kesimin, işçilerin, öğrencilerin, sokaktaki adamın hayatını
anlatan öyküler yazdı. 1972’den beri adına roman yarışması düzenlenmektedir.
Türk Edebiyatının en önemli kalemlerinden biri
olan Orhan Kemal’in baş yapıtlarından biridir. 72. Koğuş, insan onurunun düşebileceği en
dipsiz kuyunun hikayesini anlatır. Orhan Kemal, en gerçekçi ve acı yönüyle
toplumumuzu yansıtmış bu kitapta. Mekanı hapishane; kahramanları ise mahkumlar.
Hapishane ortamlarında bile sınıf farklılıklarını görüyoruz. Paran varsa en iyi
koğuşta kalırsın.
“72.
Koğuş cezaevinin en yoksul, en pis koğuşuydu. Buranın insanları ayağa kalkmış
birer solucandılar.” s.16
“Dünyada
savaş vardı. Motorlu Alman birlikleri yıldırım hızıyla Avrupayı alt üst
ediyordu. Yollar, sınırlar kapanmış, dışarıdan içeriye pek bir şeyler gelmiyor,
memleket kendini güç besliyordu. Ekmek karneye binmişti. Ceza evinde şekerin
topağı beş kuruşa satılıyordu. Adem babaların (sokaklarda yatıp kalkan, hiçbir
şeyi, hiçbir kimsesi olmayan, yoksul kişi) hiçbir yerden hiçbir gelirleri
olmadığı gibi umutları da yoktur. Aç acına yaşayacaklardır… Yaşamlarının yurda,
ulusa herhangi bir faydası olup olmadığını düşünmeden, yurdu, ulusu
hatırlarından geçirmeden, bir bit, bir hamam böceği, herhangi bir tek hücreli
gibi, bir yosun gibi yaşayacaklardır yaşayabildikleri yere kadar.” s.17
Peki bu insanları yaşama bağlayan neydi?
Kumar. Zenginler kumarı oynuyor, fakirlerse para gelse de kumar oynasak diye
hayal kuruyorlardı. Ahmet Kaptan, kitapta en iyi karakter olarak gösterilmiş.
“Ahmet
Kaptan: sessizliği seviyordu o. Sessizliği yalnızlığı… Dalgasına taş
atılmamalıydı. Bunu içinde bütün gün koş oraya koş buraya yorgun düşen
adem babaların, uykuya geçmesini beklemek lazımdı. Seviyordu geceleri.” s.18
Bir gün Ahmet Kaptana annesinden 150 lira
gelir. Bu para sayesinde adem babalar, her gece sıcak yemek yiyebilir, güzel
koğuşlarda güzel yataklarda yatabilirler. Bu parayı duyan 72. Koğuştaki diğer
insanlar etrafını kaplar ve hepsinin aklında bir şey vardır, bu paradan
nemalanmak isterler. Biz kardeşiz diyerek Ahmet Kaptan'ın kanına girerler.
Kaptan da kardeşiz masalına inanır. Diğer koğuşlarda ki zenginlerin oturduğu
kumar masasına oturturlar. Maceraları burada başlar ve dramatik biçimde
sonlanır.
Ben ilk defa hapishane de geçen bir hikaye
okudum. Hapishane filmlerini çok izlerim. Okurken gerçekliği o kadar güzel
gösteriyor ki, böyle bir yaşamında var olduğunun farkındalığını yaratıyor.
Kimse 72. Koğuş gibi bir deneyimle karşılaşmasın dilerim. Herkesin okumasını
tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder