22 Haziran 2018 Cuma

GÖMÜLÜ ŞAMDAN



Yazar Adı: Stefan Zweig
Basım Yılı: 2017
Yayınevi: Türkiye İş Bankası
Sayfa Sayısı: 110

“Bu yedi kollu bir şamdanın yazgısına dayandırılmış büyük bir söylencedir.”


 455 yılında Vandallar, Roma’yı yağmalamaya gelirler. Roma’da hiçbir savunma hazırlığı yapılmamıştır. Roma’nın tamamı 1 saat içinde Vandalların eline geçer. Planlı yağma 13 gün boyunca sürer. Taşınabilir her şeyi çekip alırlar. Mezarların içindeki cesetlerin üzerindeki tüm değerli eşyaları bile gasp ederler. Ama tek bir ev yakılmamış, kimsenin kanı akmamıştır.
   Roma’nın Yahudi cemaati, Moşe Abthalion’un evinde toplanır. Roma’lı Yahudilerin yürekleri sıkıntı içindedir. Korku dolu önseziyle bir araya toplanmışlardır. Çünkü kuşaklardan beri öğrendikleri bir şey vardır. Yaşadıkları kentin veya ülkenin başına felaket gelmesi demek sonunda onlar içinde felaket demektir. Bu yazgılarına isyan edemeyeceklerini de öğrenmişlerdir. Çünkü her bakımdan her yerde onlar azınlıktır. Tek silahları duaydı. “Bu bozuk dünyada tek sığınak, huzur ve avuntu duaydı. Dua olağanüstüdür. Korkuyu büyük bir vaatle uyuşturur, ruhun ürküntüsüne toplu dualarla uyku verir, yürekteki ağırlığı kendi kendine mırıldanan kanatlarla yukarıya, Tanrı’ya çıkarırdı; bu yüzden zor zamanlarda dua etmek iyiydi; birlikte dua etmek daha da iyiydi. Çünkü birlikte omuzlanırsa bütün güçlükler hafifler ve iyilikler bağlılıkla yapılırsa Tanrı katında daha da iyi olurdu. S. 9
   Derken kapı çalınır. “Artık bitti buldular onu, Musa’nın şamdanını” Süleyman tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti Yedi Kollu Şamdanı bulmuşlardı. Kölelerden biri, şamdanı saklarken gözetlemiş ve karşılığında özgür kalabilmek için bunu haydutlara söylemişti. Vandallar şamdanı alıp gemilere yüklerler. Belirsiz çığlıklar yükselir, acıdan kavrulurlar. Cemaatin yaşlısı Haham Eliezer “susun” diye bağırır. “Beden sakin olursa akıl daha iyi çalışır.”
   Olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada 7 yaşında olan Benjamin’i yanlarına alarak kutsal Menora’yı deniz aşırı yolculuğa uğurlamak isterler. Yaşam boyunca pek çok kitap incelemiş olan Haham, sessizliğin karanlığında bile kalbin harflerini okuyabiliyordu. Çocuğun cesurca ve meraklı sorularını sormasını ister. Çünkü çok soru soran insan çok şeyi anlardı. Yalnızca çok şeyi anlayan biri adil bir insan olabilirdi.
   ”Bizi bağlayan görünmez bir şeydir, bizi tutan ve bir arada kalmamızı sağlayan Tanrımızdır. Biliyorum çocuk, bunu anlamak senin için zordur. Çünkü görüneni duyularla algılamak kolaydır. Bu yüzden başka halklar görünebilir şeylerden, ağaçlardan ve taşlardan, işlenmiş cevherden kendi Tanrılarını yaratmışlardır. Oysa biz görünmez olana bağlıyız ve amacımıza amaç arıyoruz.”s. 24
   Çocuk gemiye gizlice binecektir fakat terslik olur kolu kırılır. Şamdanla birlikte yolculuğa çıkamaz. “Belki de bu acıyla seçkin oldun ve yazgına bir anlam gizlendi.” S.44 Benjamin kırık koluyla 80 küsur yıl yaşar. Yıllar sonra Vandallar da yağmalanır, şamdan Bizans’a geçer. Benjamin Bizans gitmek, görevini tamamlamak ister. Yanına güçlü ve genç biri verilir. Tıpkı onun yaptığı gibi sonraki kuşağa tanıklık edecek bir genç kurayla belirlenir. Jajakim, kitap hakkında bilgisi olmayan demirci bir gençtir. Bizans hükümdarının önüne çıkarlar, şamdanı isterler. Oyuna gelirler, bazı olumsuzluklar olur. Haznedarın yardımıyla şamdanı almayı başarırlar. Fakat ihtiyar şamdanın yazgısına karar veremez, gömmek ister. Bir tabut yaptırır, şamdanı gizler. Çünkü insanların ihtiraslarından bu dünyada yalnızca ölüler kurtulurdu. Yeryüzünde ondan başka kimse şamdanın sırrını bilmeyecekti. Mezarın başına geçer, duasını okur. Yaşanmış onca yılın yükü ve ağırlığı efsunlanmış gibi üstünden düşer. Kırık kolu iyileşir, kuş gibi uçtuğunu hisseder. Yaşlı adamın ölüsünü yoldan geçen tacirler bulur. Şamdan barış tapınağında yeniden huzurla ışıldayacak mı?
   Bu güzel söylenceyi masal tadında bazen gerilerek bazen coşarak okudum. Müthiş keyifli bir kitaptı. Zweig yine güzel bir yolculuğa tanıklık ettirdi. Keyifli okumalar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder