Yazar
Adı: Marquis De Sade
Basım
Yılı: 2018
Yayınevi:
Ayrıntı
Sayfa
Sayısı: 219
Marquis De Sade (1740-1814), Fransız
aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyatın önemli yazarlarındandır. ”O
dönem kadın olmak nasıl bir bahtsızlıkmış” dedirten hikayelerin ve sadizmin
babası olan filozofla tanışma kitabım oldu. Sadizm, acı çektirmekten zevk
duymak olarak tanımlanabilir. Yazar, durumu eylemle sınırlı tutmamış, bu işin
felsefesine inmiş. Kendisi aristokrat bir aileden gelmektedir. Çocukluğu ve ilk
gençliği boyunca dini ve askeri eğitim almıştır. Başlarda bir aşk adamıdır,
1763’te savaştan dönünce gönlünü zengin bir devlet adamının kızına kaptırır.
Marquis ismi değil soylu olmaktan kaynaklanan unvanıdır. Ahlaksızca ve olaylı
bir yaşamı olmuştur. Sade’in en büyük skandalı Rose Keller adlı bir kadını
kendisine cinsel olarak hizmet etmeye zorlamıştır. Böylelikle hapse girip,
Fransız Devriminin ardından birçok tutuklu gibi serbest kalır. Fakat 1803’te
deli olduğu ilan edilir ve akıl hastanesine yerleştirilir, bir süre sonra da
orada ölür. İlk kez Sade okuyan biri olarak söylemlerini aşırı sert ve çok ağır
buldum. Hasta olan bir yazar deniliyor.
Kitap, liberten olmak isteyen genç bir kıza
libertenlik eğitiminin verildiği bir eser. Ağır pornografi içeren, aralarından
felsefenin aktığı 7 diyalogdan oluşuyor. Düşünce yazısının olduğu kısımlar bana
göre önemliydi. Yazara göre insanlar, insanın doğasına göre özgür olmalı,
cinsel ve ruhsal hazzı sonuna kadar yaşamalı… Tüm dinlere ve ahlak yasalarına
bir başkaldırı niteliğinde yazılmış. Sadece doğanın yasalarına uymamız gerektiğini
savunup suç olgusunu yeniden tanımlıyor. Öncelikle şunu belirteyim bu kitabı
okuyunca sapık olmuyorsunuz. Çabuk etkilenenler, kolay asimile olanlar bence
okumasın.
“Sinsiliği
ve ikiyüzlülüğü zorunlu kılan toplumdur. Rahat bırakalım kendimizi.”
“Utanç,
eskimiş bir erdemdir.” s.25
“Hayal
gücü, zevklerin dürtüsüdür; bu tür zevkler de her şeyi o düzenler, her şeyin
devindiricisi odur; imdi, hayal gücü sayesinde zevk aldığımız doğru değil mi?
…..
Hayal
gücü ancak aklımız ön yargılardan tamamen kurtulmuşsa işe yarar: Tek bir
ön yargı bile onu yok etmeye yeter. Aklımızın bu kaprisli bölümü öyle
şehvetlidir ki hiç bir şey onu dizginleyemez; karşısına çıkarılan tüm engelleri
parçaladıkça en büyük zaferi en seçkin zevkleri tadar; hayal gücü düzenin
düşmanıdır; düzensizliğe ve suçun renklerini taşıyan her şeye tapar.” s.66
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder