Yazar
Adı: İvan Aleksandroviç Gonçarov
Basım
Yılı: 2019
Yayınevi:
Türkiye İş Bankası
Sayfa
Sayısı: 622
İvan Gonçarov, (1812- 1891) Rus
yazardır. Döneme damgasını vuran Oblomov romanıdır. Sonraları insanların
dillerine yerleşen ve günlük hayatta da kullanılan Oblomovluk, yazarın bize
kazandırdığı sözcüktür. Yazar, zengin bir ailenin çocuğudur. Oblomov’u
yaratırken, eğitim yıllarında beraber olduğu asil çocuklardan edindiği
gözlemlerden yararlandığı söylenir. Eser aslında tembelliğin, vurdum
duymazlığın sanatını yazmıştır. Salt tembellik olarak da adlandıramayız, kurulu
düzene karşı bilinçli olarak hiç bir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene
kadar içine kapanmak… Aynı zamanda 19. yy Rus toplumunun keskin bir
eleştirisidir.
Oblomov, miskin, dikkatsiz, meraksız, düş
kurma ve oyalanmaya düşkün bir karakter. Diğer karakterlerde ayrı ayrı
özelliklere sahip. Açıkçası karakterlerin yaşama, yaşamın amacına, aşka,
evliliğe, çalışmaya dair düşünceleri çok etkileyici idi. Kesinlikle okumanızı
tavsiye ederim.
Keyifli
Okumalar…
“Birbirinin
iyi yanlarından zevk alıp kötü yanlarına kızmamak için büyük bir yaşama deneyi,
akıl olgunluğu ve insan sevgisi gereklidir.” s. 86
“Basit
yaşamak çok zor, çok karışık bir iş. Hayat yolunun nerede düğümlendiğini işin
nerede bozulduğunu çabucak görürdü. En çok korktuğu şey hayaldi. Bu ikiyüzlü
yol arkadaşı bir bakıma dost bir bakıma düşman; inanmadığın zaman dost, tatlı
akışına kapılıp gittiğin zaman düşman.
Ruhunda
rüyalara, muammalara, sırlara yer yoktu. Deneyimin süzgecinden geçmeyen her şey
onun için yanlış görme, bir göz boyanması ya da henüz kanıtlanmamış bir
gerçekti.
Duvarı
ve uçurumu ölçer, biçer, hakkından gelemeyeceğinden emin olursa, kim ne derse
desin sırtını döner giderdi.” s.198-200
“Mutluluğu
benim rahatlığım ve şerefim pahasına mı elde etmek istiyorsun?” s.352
“Yalnız
dar kafalı kadınlar kurnazlığa başvurabilir. Zekaları doğru işlemediği için
kurnazlık yolu ile günlük meselelerini çözmeye çalışırlar, hayatın büyük
yollarının nereye gittiğini göremeden kendi küçük düşüncelerini bir dantela
gibi örerler… Kurnazlıkla bir şeyi gizleyebilirsiniz, bir adamı
aldatabilirsiniz ama onunla geniş bir ufka varamazsınız, büyük olayları bir
sonuca götüremezsiniz. Kurnazlık kısa görüşlüdür. Burnunun ucundakini iyi
görür.” s.322
“Korkunç
olan insanın ölmesi değil, ölmeden önce geçirdiği acılı saatlerdir. “ s. 353
“Hatıralar
mutlu bir hayatın hatıraları olursa güzeldir; insana güç kapanmış yaraları hatırlatınca
acı şeylerdir.” s. 549
“Mutluluk
onu doyurmuş gibi bir boşluk hisseder, bezginlik duyar, hayatından yepyeni,
taptaze bir şeyler bekleyerek geleceğe bakardı.” s.575
“O
er meydanına çıkacak bir pehlivan olarak değil, sakin bir savaş seyircisi
olarak büyümüştü.” s.596
“Zekaca
kimseden aşağı değildi. Tertemiz billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları
olan bir insandı. Ama hiç bir şey yapmadı.” s.619
“Zamanı
saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, onunla
ölçüyordum. “Onu gördüm-görmedim, göreceğim-görmeyeceğim, gelecek-gelmeyecek.
Stolts,
dostuna bu okuduğumuz hikayeyi anlattı.(Kitabın son cümlesi)