Yazar
Adı: Jean Christophe Grange
Basım
Yılı: 2018
Yayınevi:
Doğan Kitap
Sayfa
Sayısı:462
Jean Chiristophe Grange, 1961 Paris doğumlu,
Fransız polisiye-gerilim yazarıdır. Serbest gazeteci olarak haber ajansları ve
gazetelerde çalışmıştır. Yazdığı romanların çoğunu okudum. Romanlarında bilgiye
dayalı pek çok öge bulunmaktadır. Hem bu kadar bilgiye sahip olması hem de
müthiş hayal gücü ile olayları birbirine bağlaması karşısında zekasına hayran
olduğum, polisiye- gerilimi mükemmel yazan bir romancı olması beni çok
etkilemiştir. Araştırmacı ruhu, akla gelmeyecek işkenceler, silahlar, araba
markaları romanlarının parmak izidir. Sıkıcılıktan uzak detaylar ve
gözlemciliğiyle tamamlar kitaplarını. Tek solukta bitirebileceğiniz bir
kitaptır. Kitaplarındaki bölüm geçişlerini harika ayarladığı için okumayı
bırakmanız mümkün değildir. Ayrıntılar, kurgu ve anlatım olarak hızlı akan,
derin ve şaşırtıcı sonlar, gizem seviyorsanız mutlaka okuyun.
Cinayet Büro Amiri Corso ve ekibi, striptizci
kızların cinayetlerini araştırma görevini üstlenirler. Katil, striptiz
kulübünde çalışanları hedef almış ve alışılmadık yöntemler kullanarak
kurbanlarını canice öldürmüştür. Corso’nun araştırmaları bir sonuç verir ve
karşısına eski mahkum ve yeni ressam Soboeski’yi çıkarır. Soboeski’nin sözde
resimleri ressam Goya’nın tarzını çağrıştırır. Corso’nun Soboeski ile düellosu oradan
başlar.
Kitap 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde
cinayetler ayrıntılı bir şekilde anlatılır. 2. Bölümde kötülükle ve Goya ile
tanışırız. 3. Bölümde ise, ters köşe yaşadığımız bölümdür. Grange romanı
hazzını yaşattığı esas bölümdür. Ölüm ve kanın bir sonu gelir.
Alıntılar:
“Ahlaksız
davranışlara kendini dizginleyen, içe dönük kişilerde rastlanır. Kötülüğü
oluşturan ahlaksızlıktan çok ahlaktır.” s.17
“Her
sigara da, hayatından birkaç saniyeyi yakıyormuş hissine kapılıyor tuhaf bir
şekilde bundan az da olsa keyif alıyordu.” s.122
“Bir
kadın yaşlanabilir. Ama duyguları saflığını korur.”s. 203
“Corso,
nihilist bir düşünceyle işini yapmıştı.: Suçluları yakalıyor, azami kanıtı
yargıca teslim ediyordu. Ama sonra… Suçlunun iyi bir avukatı tutacak parası
olmasına ya da olmamasına göre yargı kararı bütünüyle değişiyordu. Adaletin bir
adamın becerisine, birinin kızgınlığına ya da sadece o gün havanın yağmurlu olmasına
bağlı oluşunu kabullenemiyordu.”
Kitabı okuyunca:
Francisko
Goya ve resimlerinden haberim oldu,
Kaiken
kitabında anlattığı Japon kültürüne bu kitabında da yer vermiş. Şibaki tekniği
ve Butoh dansları.
BDSM
kültürüne de bolca yer vermiş. Daha önce “Grinin Elli Tonu” kitabında daha yüzeysel
okumuştum fakat bu kitapta işin felsefesiyle birlikte anlatılmış. (BDSM: rızaya
bağlı esaret ve disiplin temelinde, itaat hakimiyeti, sadizm ve mazoşizmi
kapsar. Sadece seksle ilgili değildir. Tam aksine bir kişilik ve yaşam
formudur.)
Sona
yaklaşmadan önce katilin kim olduğu anlaşılmasına rağmen amacını en son
öğreniyorsunuz.
Grange’nin kitaplarının özeti ve yorumunda çok zorlanırım hep. Yazarın nasıl bu
kadar iyi yazdığını, kafasında oluşturduğu kurgunun bu kadar mükemmel olmasına
ve keskin zekasına hep hayran oldum. Mükemmel bir Grange kitabıdır. Polisiye-
gerilim sevenlere efsane bir kitaptır. Tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder