Yazar
Adı: Amin Maalouf
Basım
Yılı: 2009
Yayınevi:
YKY
Sayfa
Sayısı: 215
Amin Maalouf, Lübnanlı yazar. Çok iyi
bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini yapıtlarında
başarıyla işleyen, kitabın çevrildiği dillerde de büyük başarılar kazanan,
1976’dan beri Paris’te yaşayan, ekonomi ve toplum bilimcidir. Vaktinin çoğunu
kitap yazmaya ayırmaktadır.
Çivisi Çıkmış Dünya, bir deneme kitabıdır. Farklı
zamanlarda yazılmış, bir deneme değil düşünsel bir bütünlüğe sahip, muhteşem
kitaptır.
Kitabın içinde; Doğu, Batı, Avrupa Birliği,
ABD, Arap-İslam, Müslümanlık, Hıristiyanlık, azınlık, Berlin duvarı, Soğuk savaş,
göç, göçmenlik, uygarlık, laiklik, şiddet, demokrasi, “Ortadoğu Sorunu” gibi
pek çok can alıcı kavramları, sorunları dile getirmiş; kendi öznelliğinde
çözümleme ve değerlendirmeleri bulunmaktadır.
Kitap 3 bölümden oluşur.
I.
Aldatıcı Zaferler
II.
Yoldan Çıkmış Meşruiyetler
III.
Hayali Gerçeklikler
Sonsöz: Çok Uzun ve Tarih Öncesi
”Zaman müttefikimiz değil bizim,
yargıcımızdır.” s.12
”Şu veya bu şekilde dünyadaki halkların tümü
bir karışıklık yaşıyor. Zengin ya da yoksul, Küstah ya da uysal, işgalciler,
işgal altındakiler kısacası hepimiz aynı dayanıksız sala binmişiz, hep birlikte
suya gömülmek üzereyiz. Gelgelelim, yükselen denizi hiç dert etmeden sövüp
saymayı, kavga etmeyi sürdürüyoruz.” s. 10
Küresel ısınmadan bahseder.
”Soğuk savaşın sonunda, Batılılar ile
İslamcıların acımasızca çatışacağı tahmin edilebilirdi. Fitili tutuşturabilecek
bölge açıkça belliydi: Afganistan.” s.23
”Korku yönetimiyle yaklaşık 30 yıl hüküm
süren, kendi halkının kanını döken, petrolden gelen parayı askeri ve lüks
harcamalarına saçıp savuran; komşularını işgal eden, devletlere meydan okuyan;
Arapların alkışlarını alan eli kanlı bir zorba vardı: Saddam Hüseyin! Ardından
ülke karmaşaya sürüklendi, tarikatlar birbirini katletmeye başladı. Sanki şöyle
demek isteniyormuş gibi: Görüyorsunuz ya böylesi bir halkı zapt etmek için
ancak bir diktatör gerekir! “ s.26
Arap alemi hangi değerleri savunmaktadır?
Neyin savaşını vermektedir?
”Ama tarih ideologların düşlediği gibi
yumuşak başlı ve bilge bir bakire değildir.” s.31
”Doğal kaynaklar üstündeki baskı- özellikle
petrol, tatlı su, ham maddeler, et, balık, tahıl vb- ile üretim alanlarının
denetimi mücadelesi; kimilerinin elindeki doğal zenginlikleri korumak için
canla başla çabalaması, kimilerinin de onların kaynaklarını ele geçirmek için
uğraşması, kanlı çatışmaya yol açıyor.” s.35
2003’te ABD Dış işleri Bakanı Colin Powell, Irak
işgalinden önce başkana uyarı olarak şöyle söylediği söylenir:” Kırarsanız
sizin olur” 25 milyon insanın sorunları, istekleri sizin olacak.
”Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk,
zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için
yaratılmamıştır.” s.47
”Batıdaki barbarlığın nedeni ise kibir ve
duyarsızlıktır.” s. 54
”Özel hem de çok özel belki de İslam aleminde
bir eşine daha rastlanmamış bir örnekten, halkını yıkımdan kurtarmayı başarmış,
bu yüzden de savaşçı meşruiyetini hak etmiş bir önderden söz etmek istiyorum: Atatürk.” s. 80 Osmanlı ordusunun bu subayı….
Atatürk’ün reformcu cesareti, Tunus ve
Afganistan liderleri için esin kaynağı olmuştur. Arabistan'ın Haşimi hükümdarı
Faysal Arap krallığı düşlüyordu. Atatürk’ün çizdiği yolda ilerlemek istedi
fakat krallık kurulamadı. Görkemli bir dönem yaşamış, ardından gücünü yitirmiş
bir halkın tarihi söz konusuydu burada. 2 yüzyıldan beri ayağa kalmak istiyor
ama her seferinde yine düşüyordu. Araplar ve onlarla birlikte bütün İslam alemi
her şeyi kesin bir şekilde yitirdikleri hissine kapıldılar. 1967 bozgunundan
sonra bir süre kurtuluş Marksizm de arandı. Saddam Hüseyin’in Amerika
karşısında aldığı iki yenilgide Panarap ulusalcılığının sonunu getirdi. s.123
”Bu hareketlerin içinde değerli kişilerde
yollarını yitirmişlerdi. Oysa onların tek istedikleri toplumlarını
çağdaşlaştırmaktı, onlar bilginin geniş kitlelere yayılmasından, kızların okula
gitmesinden, şans eşitliğinden, düşünce özgürlüğünden, kabileciliğin
zayıflamasından ve derebeyi ayrıcalıklarının ortadan kalkmasından yanaydılar.” s.125
”Dünya nüfusunun % 5’ini temsil eden Amerikan
yurttaşlarının oylarının bütün insanlığın geleceği üstüne geri kalan %95’ten
daha belirleyici olduğu anda, dünyanın siyasal yönetiminde bir işleyiş
bozukluğu var demektir.” s. 131
”Her şeyden önce değer ölçeğimizin çivisinin
çıktığını belirtmek isterim.” s. 135
“Geçmişi allayıp pullayarak idealleştirmek
yerine, o geçmişin bize kazandırdığı ve bugünün bağlamında felaket etkisi
yaratan reflekslerden kurtulmak; insanlık macerasında yepyeni bir evreye
dosdoğru girebilmek için ön yargılardan, atacılıklardan, eskilliklerden
kurtulmak gerekir.” s.139
“Bir halkın özel yaşamı edebiyatıdır.” s.143
”Dini yokluğundan nasıl zarar görüldüğünü,
Sovyet toplumu açık biçimde kanıtladı. Ama dinin aşırı varlığından da zarar
görülebilir.” s.141
”Dinsel üzüntü hem gerçek üzüntünün dışa
vurumu, hem de bu üzüntüye karşı çıkıştır. Din ezilen insanın iç çekişi,
kalpsiz bir dünyanın ruhudur. Din halkın afyonudur.” Marks s.147
”İdeolojiler gelip geçici, dinlerse
kalıcıdır.” s.150
”Ne sorun ne de bunun çözümü kutsal metinlerde.” s.176
Benim için çok güzel bir tarih bilgisi ve
beyin fırtınası oldu. Çok fazla alıntı yaptım. Kitabın her satırı çok
kıymetliydi. İYİ OKUMALAR.