Yazar
Adı: Gülcan Özer
Basım
Yılı: 2016
Yayınevi:
Doğan Kitap
Sayfa
Sayısı: 189
“Aşkta, evlilikte, ilişkilerde valizimizle getirdiklerimiz…” kitabın alt başlığı.
Dr. Gülcan Özer’in okuduğum ikinci kitabı,
kendisinin de ilk kitabıdır. Psikiyatr, terapist olan Özer, iyi bir
dinleyici olmanın kattığı güzelliklerin hepsini kendi süzgecinden geçirip bu
kitapta anlatmış. Karşılıklı sohbet ediyor gibi kısa, öz nokta atışlar yaparak
kendimize ayna tutmamızı sağlıyor. Bu durum da kitabı kendi türlerinden
farklılaştırıyor.
Herkes Kendi Hayatının Kahramanı, aşk,
evlilik, ilişkiler, mutlu ve mutsuz evlilikler, boşanmalar, çocukla iletişim,
yaşlılık, anne, çocuk kimlikleri ve bunların yansımalarını anlatıyor. Her
bölümün sonunda dilek kısmı var ki daha da lezzetli kılıyor kitabı. Hiç
bitmesin dediğim kitaplardan biri oldu.
”Konuşamasaydık,sesimiz, kelimelerimiz
olmasaydı ne olurdu? Dokunsaydık, görseydik, koklasaydık ve kelimelerimizin
sarhoşluğundan kurtulup sevseydik ne güzel olurdu.
Ve fakat
Madem konuşarak lanetlendik o halde dibini
bulana kadar konuşacağız…
Anlama umudu, anlaşılma hayali…
Böylece ömür geçip gidecek…”
İlk
bölüm başlar. Kitabın odağında “asırlardır aslanlar gibi kurumsal birinciliği
kimselere kaptırmayan” evlilik var. Kesinlikle bir çift terapisi havasında ya
da evliliği nasıl kurtarırsınız gibi sıradan, sulandırılmış bir dertten ziyade
kendimizle olan ilişkimizden kopan, iç sesini bulamayan insanın dramına
eğiliyor.
Kendi hayatımızın kahramanı olmamıza
odaklandığı için herkesin okuması gereken bir kitaptır. Zaten başarısı da
buradan geliyor. Özer’in ezberlerle işi yok. “İnsan iyi gelen aydınlık bir ömür
dilerim…” der ve kitabını sonlandırır. OKUYUN MUTLAKA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder