6 Temmuz 2018 Cuma

MARTI



Yazar Adı: Anton Çehov
Basım Yılı: 2017
Yayınevi: Mitos Boyut
Sayfa Sayısı: 70

  Anton Çehov, 1860 tarihinde doğan, özellikle oyunlarıyla, hikayeleriyle ünlü yazar. Babasının yanında bakkal çıraklığı yapmaktan, Rusya'nın büyük bir yazarı olmaya değin ilerlemiş kişidir. Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip doktorlukta yapmıştır. Yazmayı, harçlık çıkarmak için yapar.


   Çehov Rus bozkırının sesi olur. Güçlü bir simgeci yanı vardır. Buradaki martının gerçek anlamından öte sembolik bir anlam taşıdığını belirtmek isterim. Çehov martı adlı bu oyununu komedya olarak yazmış fakat gariptir, trajik bir akışı vardır. Bir yanı gülümser, bir yanı ağlar.
   Martı, aşkla yoğrulmuş bir tiyatro eseridir. Okuduğunuzda hiçbir aşkın karşılıklı olmadığını göreceksiniz. Aşkların tek taraflı yaşanması, umutsuzluğa sebep olur. Umutsuzlukta yaşamın sonudur.
   Dört perdelik kısa bir oyun olmasına rağmen dolu bir içeriğe sahiptir. Kitap 4 kadın, 6 erkek ve göl manzarasından oluşur. Oyun 4 ana karakterin sanatsal ve romantik çatışmaları etrafında geçer. Tek tek karakterleri ele alarak çözümlemeden sadece alıntılar yapacağım.
  ”Hangi başarı? Kendimi hiçbir zaman iyi yazar olarak görmedim. Yazar olarak kendimi beğenmem. Suyun, ağaçların gökyüzünün, doğanın bana esin kaynağı olmasını seviyorum, onlar beni yazmaya zorluyorlar. Ama yalnız doğa yetmez ki. Sonuçta ben bu ülkenin vatandaşıyım, yurdumu seviyorum. Halkımın acılarından da, geleceğinden de, bilimden de, insan haklarından da sorumlu olduğumu hissediyorum. Her taraftan sıkıştırılıp provoke edilince bende durmuyor koşturup duruyorum. Yaşam ve bilim, ileriye giderken umutsuzca geri kaldığımı hissediyorum; treni kaçıran ve artık ona yetişemeyen bir köylü gibi. Aslında ben yalnızca doğa betimleyicisiyim. Diğer her konuda yalancıyım.” s: 35
  ”Düpedüz kıskançlık seninki. Yeteneği olmayıp da yüksek iddiaları olanların, gerçek yeteneklere saldırmaktan başka bildikleri şey yoktur. Adice bir teselli işte.” S:44
  ”Dünyadaki insanlar için ünlü yazarlara bağlanmak ve onların çevrelerine girmeye çalışmak bir zahirecinin ambarında fare beslemesi kadar tehlikelidir. Ama yine de sevilir yazar takımı. Bir kadın, ele geçirmek için bir yazarı seçti mi, komplimanlarla, tatlılıkla, yalvarmalarla büyüler onu.” S:25
  ”Hayatın sana lazım olduğunda gel ve al onu.” S:46
  ”Aşk kalbi kemirmeye başladığında hemen onun kovulması gerekir.” S:53
  ”Daima büyük rollere yöneldi. Ama kulak tırmalayıcı sesiyle ve sert hareketleriyle oyunculuğu kaba, abartılıydı. Bazı anlarda ağlayıp sızlama ve ölme sahnelerinde başarılı oluyordu. Ama yalnızca birkaç kısa sahnede…” s:57
  ”Hepimiz yaşlanıyoruz, doğa yasaları bizleri ufalayıp eskitiyor.” S:58
  ”Kağıt üzerinde kolayca filozof olunuyor ama yaşamın içindeyken her şey çok karmaşık.” S:58
  ”Medvedenko: Niçin hep siyah giyiyorsunuz?
   MAŞA: Kayıp yaşamımın yasını tutuyorum. Mutsuzum.” S:5
  ”Durmadan değişirsiniz. Evrende değişmeyen olarak yalnızca ruh kalır.” S:16
  Bu oyunda dolaylı anlatım uygulanmıştır, insanoğlunun “özlemleri ile gerçeklik” ve “istekleri ile yapabilme gücü” arasındaki çelişki anlatılır. Kahramanların hiçbir istek ve özlemlerine kavuşamazlar. Yaşamayı başarabilenler ise ancak kendi kişilik ve ideallerinden ödün vererek ayakta kalmayı sürdüre bilenlerdir. Eşsiz bir eser, şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder