20 Temmuz 2018 Cuma

AŞIKLAR DELİDİR ya da Yazı Tura



Yazar Adı: Ayfer Tunç
Basım Yılı: 2018
Yayınevi: Can
Sayfa Sayısı: 447

  “Acılar mı tutkulardan doğuyor, tutkular mı acılardan? Yaralar mı arzular mı? Siyah mı beyaz mı? Yazı mı tura mı? Ne fark eder? “ s:353
   Bu paragraf yakaladı beni. Alıntıyla başladım.


   Ayfer Tunç, iyi bir edebiyatçı, dile olan hâkimiyetiyle çok iyi bir yazar. Ne zaman onun kitabını okusam, yakın bir dostumla dertleşmiş gibi oluyorum. En büyük merakım Ayfer Tunç’un bunları kurgulayacak hayal gücünün nasıl bir deneyimden beslendiği, hayranım onun kalemine. Kitap yazmadan önce Edip Cansever okuduğunu duymuştum. Ayrıca bu kitabında “Damage” filminin adı geçer, bende izledim. Biraz o filmden de beslenmiş sanırım.
   Hikayeleri bölüp parçalayarak, zamanda gelip giderek, ince ince öyle güzel yazıyor ki.
   Kitap, insanın hayatını yönlendiren kaderle başlıyor. Genetik hastalığı olan Umut’un, hastalığının sürecini yavaşlatması umuduyla, tedavi için Amerika’ya gitmesi ve orada uzun yıllardır yaşayan, ailesinden kaçan Sanem’le yollarının kesişmesini anlatır. Aralarında yaşanan bir türlü ismi konmayan “aşk” olduğunu her satırda hissettiren ilişkiyi anlatıyor. Yazar büyük bir ustalıkla yaşananları parça parça anlatarak, kitap boyunca birbirine bağlayarak bir puzzle ortaya çıkartır. Ayrıca yapıcı ve yıkıcı anlamda insanın ailesiyle kurduğu ilişkilerin didiklendiği, hayatını inşa ederken bu ilişkilerin ne kadar büyük önem taşıdığını görürüz. Öte yandan ebeveynlerinde kendi hayatları olduğunu, salt anne baba olarak görülmesini eleştiren bir aile merceği altında devam eder. Geçmişin yüklediği suçluluk duygusunun insanın yakasını bırakmadığını, yüzleşmektense kaçmanın tercih edildiğini gözler önüne serer. Bitmek bilmeyen içe dönüşler, geçmişle gelecekle kavgalar devam eder gider.
   Kitabın karakterleri o kadar gerçek ki, onların iç dünyasını olduğu gibi kendi içimde hissettim. Kendimde fark etmediğim ya da hiç dile getirmediğim hisleri buldum. Böyle anlarda da kitabı bir kenara bırakmak zorunda kaldım. Kitabın sonlarında, bitirir bitirmez tekrar başa dönmeyi düşündüm. Hikaye size çok yabancı olsa da kendi hikayenizi okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Aktarılan duyguları çok net anlatmış. İşte bu yüzden Ayfer Tunç en sevdiğim yazar.
   İkiye bölünmüş bir kitap. Yazı kısmı Umut’la başlıyor, Tura kısmı Sanem’in anlattıklarıyla devam ediyor. Yazı-Tura veya Umut-Sanem. Kurgusu, ana hikayesi çok iyi. İki kişi arasındaki kısa zamana sıkışmış bir aşk hikayesi denilebilir. Kitapta çok sayıda karakter derinlikli olarak anlatılmış. Yazar, Umut’un hastalığının seyrini ustalıkla bir hekim gibi anlatmış. İnsan elini uzatıp kaderin önüne geçmek istiyor.  Okuduktan sonra yoğun hüzün, ölüm gerçeğini kabullenme, kadere başkaldırma gibi duygular hissediyorsunuz. Ayrıntılar biraz insanı yoruyor. Kolay sürükleyici bir roman değil, ağır okunuyor.
   Bu kitapta her şeyden önce edebiyat var. Mutlaka ama mutlaka okuyun…


1 yorum: