Yazar
Adı: Virginia Woolf
Basım
Yılı: 2001
Yayınevi:
İletişim
Sayfa
Sayısı: 264
“Güneş daha doğmamıştı. Deniz gökyüzünden
yalnızca kumaşın kıvrımlarını andıran belirsiz kıpırdanmalarla ayrılıyordu.”
“Güneş biraz daha yükseldi”
“Güneş yükseldi. Yıpranmış teknenin
ıskarmozlarını yaldızlayarak, çakırdikenini, onun zırhlı yapraklarını çeliksi
bir mavilikte parıldayarak sarı ve yeşilden çizgiler düştü kıyıya.”
“Güneş: yükselmiş olan, sudan yapılma değerli
taşlar arasından kesik kesik bakış fırlatarak yeşil şiltede gizlenmeyi artık
bir yana bırakarak, yüzünü açtı, dümdüz baktı dalgalar üzerinden.”
“Güneş tam tepeye yükselmiştir.”
“Güneş artık tam tepede değildi. Yana yattı,
eğimli döküldü ışığı.
“Güneş alçalmıştı şimdi gökyüzünde Bulut
adacıkları yoğunlaşmıştı, güneşin önünde sürükleniyorlardı.”
“Güneş batıyordu. Günün katı çekirdeği
çatlamış, yarıkları arasından ışık dökülüyordu.”
“Şimdi güneş batmıştı. Gökyüzü ve deniz ayırt edemiyordu.”
Woolf dünyanın dairesel bir tabiatı olduğuna
inandığından “dalgalar” kitabında da dairesel bir ritm kullanır. Güneş yaşam
kaynağıdır. Dalgalar kişileri temsil etmekte ve onların fiziksel ve ruhsal
durumlarını ifade etmektedir. 3 erkek 3 kadının çocukluklarından yaşlılık
dönemlerine kadar tüm hayatlarını anlatır.
”Güneş doğar, dalgaların temsil ettiği
karakterler henüz gençtirler. Hayatlarının baharındadırlar. Yaşam onların tam
tepesinden bakmaktadır.” diyerek başlar yazar.
“Ve sonunda güneş batıyor.”Ah Ölüm!”
Dalgalar kıyıda parçalandı, diyerek kitabı bitirir. Hikayede belirli olan tek
şey güneşin gökyüzünde değişen konumu. Öyle ki, birbirinden farklı 6
karakterin, kendine has özellikleriyle tek bir insanı temsil ettiği bile
görülebiliyor.
“Yalnızca fısıldanmış sözcükler isteyeceğim.”
”Mevsimlerim ben, diye düşünüyorum bazen;
ocak, mayıs, kasım aylarıyım; çamurum, sisim, şafağım. Sağa sola fırlatılmam,
havada usulca süzülemem, başka insanların arasında karışamam.”
Kitapta “bilinç akışı” tekniği
kullanılmıştır. Takdir edilesi ama çözmesi, anlaması, yorumlaması zor bir yazım
tekniğidir. İnanılmaz öznel. Okurken bir türlü içinden çıkamadığım bir eser. Bir cümlede
umutsuzluğu görüyorsunuz ve aynı anda coşkuyu bulabildiğim güzel bir kitap.
Woolf’un ilk okuduğum kitabı. Kitabın uzun
bir zaman ayırarak okunması gerektiğini düşünüyorum. Beni epey zorladığını
söyleyebilirim. Şiirsel anlatımı vardı. Metaforlar ve karakterler arasında
diyalog değil monologlar var. Yinede okunmasını söylerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder