19 Mayıs 2018 Cumartesi

DALGALAR



Yazar Adı: Virginia Woolf
Basım Yılı: 2001
Yayınevi: İletişim
Sayfa Sayısı: 264
     “Güneş daha doğmamıştı. Deniz gökyüzünden yalnızca kumaşın kıvrımlarını andıran belirsiz kıpırdanmalarla ayrılıyordu.”
     “Güneş biraz daha yükseldi”


 “Güneş yükseldi. Yıpranmış teknenin ıskarmozlarını yaldızlayarak, çakırdikenini, onun zırhlı yapraklarını çeliksi bir mavilikte parıldayarak sarı ve yeşilden çizgiler düştü kıyıya.”
  “Güneş: yükselmiş olan, sudan yapılma değerli taşlar arasından kesik kesik bakış fırlatarak yeşil şiltede gizlenmeyi artık bir yana bırakarak, yüzünü açtı, dümdüz baktı dalgalar üzerinden.”
    “Güneş tam tepeye yükselmiştir.”
    “Güneş artık tam tepede değildi. Yana yattı, eğimli döküldü ışığı.
 “Güneş alçalmıştı şimdi gökyüzünde Bulut adacıkları yoğunlaşmıştı, güneşin önünde sürükleniyorlardı.”
 “Güneş batıyordu. Günün katı çekirdeği çatlamış, yarıkları arasından ışık dökülüyordu.”
    “Şimdi güneş batmıştı. Gökyüzü ve deniz ayırt edemiyordu.”
  Woolf dünyanın dairesel bir tabiatı olduğuna inandığından “dalgalar” kitabında da dairesel bir ritm kullanır. Güneş yaşam kaynağıdır. Dalgalar kişileri temsil etmekte ve onların fiziksel ve ruhsal durumlarını ifade etmektedir. 3 erkek 3 kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatlarını anlatır.
  ”Güneş doğar, dalgaların temsil ettiği karakterler henüz gençtirler. Hayatlarının baharındadırlar. Yaşam onların tam tepesinden bakmaktadır.” diyerek başlar yazar.
 “Ve sonunda güneş batıyor.”Ah Ölüm!” Dalgalar kıyıda parçalandı, diyerek kitabı bitirir. Hikayede belirli olan tek şey güneşin gökyüzünde değişen konumu. Öyle ki, birbirinden farklı 6 karakterin, kendine has özellikleriyle tek bir insanı temsil ettiği bile görülebiliyor.
  “Yalnızca fısıldanmış sözcükler isteyeceğim.”
   ”Mevsimlerim ben, diye düşünüyorum bazen; ocak, mayıs, kasım aylarıyım; çamurum, sisim, şafağım. Sağa sola fırlatılmam, havada usulca süzülemem, başka insanların arasında karışamam.”
   Kitapta “bilinç akışı” tekniği kullanılmıştır. Takdir edilesi ama çözmesi, anlaması, yorumlaması zor bir yazım tekniğidir. İnanılmaz öznel. Okurken bir türlü içinden çıkamadığım bir eser. Bir cümlede umutsuzluğu görüyorsunuz ve aynı anda coşkuyu bulabildiğim güzel bir kitap.
   Woolf’un ilk okuduğum kitabı. Kitabın uzun bir zaman ayırarak okunması gerektiğini düşünüyorum. Beni epey zorladığını söyleyebilirim. Şiirsel anlatımı vardı. Metaforlar ve karakterler arasında diyalog değil monologlar var. Yinede okunmasını söylerim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder