Yazar Adı: Marcel Proust
Basım
Yılı: 1997
Yayınevi:
YKY
Sayfa
Sayısı: 547
Proust, bu kitabında baron Charles (bedenine yerleştirdiği kadın) karakteri üzerinden dönemin, aristokrasi ve burjuva çevresini ve bu çevrenin kaotik cinsel eğilimlerini, giyim-kuşamlarını, hareketlerini, bakışlarını, huylarını, alışkanlıklarını kendi gözlemleriyle derinden anlatıyor. Yine dönemin siyasi ortamına -Dreyfus Davasının yarattığı bölünme, Swan’ın yahudi kimliği üzerinden davetlere çağrılıp çağrılmaması ve bu kimlik üzerinden belirlenen kutuplaşma konusuna değinmeden geçmiyor.
Ayrıca anlatıcının Albertine’ya olan aşkı, kıskançlığı, duygusal iniş çıkışları, zıt kutuplara gidip gelen görüşleri, ölüm sonrası yası (büyük annesine), yoğun bir huzursuzluğu, nefes almasındaki zorluk, mekan betimlemeleri, davetler, ilişkiler, ruh analizleri çok dolu ve yoran kısmıydı. Proust un anıları kusursuz biçimde birbirine eklemlemesi beni hayrete düşüren bir özelliği oldu. Her metin geriye doğru giden derinliğe sahipti. Tüm geçmişi ve geleceği şimdinin uzantısı haline getiriyor. Anlatıcının Balbec'e döndüğünde ayakkabılarını bağlarken, 1 yıl önce ölen büyük annesini hatırlayıp ölümüyle ilgili okuyucuya yaşattığı his yine yüreklere dokunan, etkileyici bir anlatıydı.
“Bir
hatanın ortadan kalkması bize fazladan bir duyu kazandırır.” S.19
“aynı
mesleği paylaşan insanlar birbirlerini sezgiyle tanırlar; aynı kusuru
paylaşanlar da öyle” s.45
“Bekleyişin
belirleyici özellikleri olan, pusulayı şaşırma, yön duygusunun tamamen
kaybolması, beklenen kişinin gelişinden sonra da devam eder ve içimizde bu
gelişi, kafamızda büyük bir haz olarak canlandırmamıza yarayan dinginliğin
yerini alarak, herhangi bir haz duymamızı engeller.” s.145
“Sözü
en çok dinlenen hekim, hastalıktır; iyiye, bilgiye söz veririz sadece; acıya
ise boyun eğeriz.”
“Hafızanın
seçtiği görüntüler, hayal gücünün oluşturup gerçeğin yok ettiği görüntüler
kadar keyfi, dar ve ele geçmezdi.” s.160
“Kalabalıkları
olduğu gibi toplumları da taklit içgüdüsü ve cesaret eksikliği yönetir.”
“Alışkanlık
ağına aldığı her şeyi denetler.”
“sosyalliğin
sakinleştirici, uyuşturucu sürekli hazları; hayal gücünün kaçak hazlarını
bastırırdı.”s.511
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder