22 Ağustos 2020 Cumartesi

PROUST VE GÖSTERGELER

Yazar Adı: Gilles Deleuze

Basım Yılı: 2004

Yayınevi: Kabalcı

Sayfa Sayısı:191

  Gilles Deleuze, (1925- 1995), Fransız yazar, filozof. Yazarın felsefesi deneycilik-ten yanadır. Bütün bilginin deneyden, tecrübeden geldiğine de itiraz eder. Farkın esas olduğunu, tekrarın da fark yaratan bir tekrar olduğunu söyler. “Kapitalizm ve şizofreni” adlı 2 cilt kitabı ve sinema üzerine kitaplar da yazmıştır. 1995’te ciğer hastalığı başlar ve intihar ederek hayatına son verir.


   

  Kitap da  yazar, M. Proust’un “Kayıp Zamanın İzinde” adlı eserinin analizini yapmıştır. Gösterge bilim yöntemiyle  yorumlayıp, derinlikli bir bakış açısıyla, ilginç örneklerle inceliyor. Tek okumada anlaşılıp kavranması zor bir kitap.

 “Aşina olduğumuz insanları tekrar görmek bir açınlamadır. Çünkü onların yüzleri bizim için bir alışkanlık olmaktan çıkarak, yüzdeki bir çizgiyi değiştirmiş, uzatmış, yumuşatmış ya da derinleştirmiş olan zamanın göstergelerini ve etkilerini saf halde taşırlar. Zaman görünürlük kazanmak için “bedenlerin peşine düşer ve rastladığı her bedeni ele geçirip üzerinde sihirli fenerini oynatır.” s.26

”Mösyö de Charlus, sesinde genç kız sürüleri ve koruyucu dişi ruhlar barındırır.” s.123

“Fiziksel acılarda hiç değilse acımızı kendimiz seçmek zorunda kalmayız. Hastalık acıyı belirler ve bize dayatır. Ama kıskançlıkta…” s.134

“Adeta her türden, her yoğunlukta çeşitli acıları dener ve uygun olanda karar kılarız.” s.135

“Parçaları birleştirip uyarlamak şöyle dursun, yasa bunları bölmelere ayırır, bitişikliğin içine bağlantısızlığı, içerenin içine orantısızlığı dahil eder. Hiç bir şey bilmemizi sağlamayan yasa etimizi damgalayarak, ceza uygulayarak bize kendisinin ne olduğunu öğretir; müthiş paradoks da burada yatar, cezalandırılmadan önce yasanın ne istediğini bilemeyiz, demek ki yasaya yalnızca suçluluğumuzla yanıt verebiliriz.” s.139

“Demek ki aşk, iki suçluluk duygusu kesinliği arasında gerilmiş hayali bir suçsuzluk ilanıdır;” s.140

“Öyle ki Albertine’in günahlarının kesinliği artık bu günahlar onu ilgilendirmemeye başladığında, sevmeyi bıraktığında, yorgunluk ve alışkanlık karşısında yenik düştüğünde öykülemeciye görünür olur.” s.140

“Proust’un, erkek eş cinselliğinin lanetlenmiş bir ırk olarak tablosunu ne kadar güçlü bir biçimde çizdiğini anımsarız, “Bu soy lanetlenmiştir, yalan ve riya içinde yaşamak zorundadır… anasız oğullardırlar…dostluktan yoksun dostlardırlar…şerefleri eğretidir, özgürlükleri, suç ortaya çıkıncaya kadar sürer ancak geçicidir, konumları sallantıdadır.” s.141

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder