Yazar
Adı: Isaac Asimov
Basım
Yılı: 2016
Yayınevi:
İthaki
Sayfa
Sayısı: 238
Isaac Asimov, 1920 Rusya doğumlu Amerikan
vatandaşı, bir kimya profesörü ya da bilim adamıdır. Aynı zamanda bilim kurgunun
üç büyük ustasından biri. Orjinal adı “I Robot “ olan ve “Ben Robot” olarak
Türkçeye çevrilen kitap bildiğimiz robot öykülerinden oluşan antoloji kitabıdır.
1950 yılından yayınlanmıştır.
Yazar,1939‘da robot hikayelerini yazmaya
başlamıştır. Elektronik bilgisayarlar o zamanlarda henüz icat edilmemişti. Yani
“elektronik” kulağa fütürist gelmiyordu. Atom altı parçacığı olan “pozitron”
dört sene önce keşfedilmişti. O yüzden robotlarını pozitron beyinlerle
donatmıştı. Hikayelerine de “pozitron robot serisi” adını verdi.
Asimov, robotlarından metafor yaratmayı
reddetmişti. Robotlar insanlığın kibrini, azınlık grupları temsil etmiyor.
Onlar üzerinden Yahudiler, Siyahîler ve toplumun mağdur bireylerine dair
Ezopvari çıkarımlar yapmaya niyetli değildi. Sadece bir robot kitabı olsun
istedi.
Örneğin, kitabın ilk öyküsünde adı geçen
Robbie yani çocuk bakıcısı olarak dizayn edilmiş bir insansı robot. Bir çocuğun
arkadaş olarak ihtiyaç duyacağı her özelliğe sahip koruma içgüdüsü, insan
duygularını tespit etme yeteneği, tükenmez bir oyun oynama isteği ve daha
fazlası özelliklere sahip. Tabiki küçük kız robotu çok sever çevresindeki diğer
çocukları tanımak ve insani ilişkiler, artık onun için önemli olmamaya başlar.
Bu hikaye çok ilgimi çekti. Ve yazar bu hikayeyi 9 yaşında yazmış.
Kitaptaki diğer; Mantık, Kaçış, Tavşanı
Yakalamak, Kovalamaca hikayelerinde Michael Donowan ve Gregory Powell adlı iki
mühendis karakter vardır. Karmaşık robot dünyasının arka planlarını tasvir
ederler.
Mantık hikayesinde Cutie adlı robot bu iki
mühendisi odaya hapseder ve istasyonun tüm kontrolünü ele geçirir. Burada
müthiş bir gerilim hissediyorsunuz.İstasyonun görevi, dünyaya doğru yola çıkan
dev elektron fırtınalarını durdurmaktır. Burada Asimov’un zeka manevrasıyla
ters köşe oluveriyor okuyucu.
Vahim sonuçlarda çıkabiliyor. Cutie (robot)
onu dönüştüren sahibinden “Efendimiz” olarak bahsediyordu. Diğer robotlarda
“Efendimizden başka bir efendi yoktur ve QT-1 onun elçisidir.” diyordu.
Mühendisler bu durumu çözemiyorlardı. Dünyanın en yüksek bütçeli robot projesi
kaçık peygamber oluşturmuştu.
Fakat neye inandığının ne önemi vardı ki?
Robot yeterince fonksiyoneldi. Çarpık inanışları bir sorun teşkil etmiyordu.
Hatta orada otonom bir yönetim olması Dünyanın çıkarına bir durumdu. QT-1
montajı yapıp şu “Efendi Kültlerini” orada da yayabilirlerdi.
Böylesine karmaşık bu kadar zor bir konuyu
edebi şekilde, ilgi çekici bir atmosferle ancak zeka ve ustalığı sayesinde
Asimov anlatabilirdi.
Susan Calvin, robot psikoloğudur. “Ben
Robot” esasen emekli olmuş 75 yaşındaki Calvin’in anılarından ibarettir. Kimi
öykülerde fiziksel olarak karşımıza çıkar. Öykünün anlatıcısı olarak başlıyor
sonrasında tüm bu olaylara şahit olan bir psikolog karakterinde kitaba giriyor.
Bilim kurguyla ilgilenen herkes tarafından
rahatça ve keyifle okunabilecek bir kitaptır. Akıcı bir anlatımı var. Dili sade
ve anlaşılır. Acilen alınıp olunması gerekir.
”Eğer günün birinde Kamu idareciliği
yapabilecek bir robot üretilse, Robotbilim Kanunlarına göre, insanlara zarar
veremez, tiranlık edemez, rüşvet almaz, ön yargılı davranmaz, saçma sapan
kararlar çıkartamaz. Ölümsüz olsa bile, dönemini başarıyla tamamlar, görevini
başkasına teslim eder.” s.205