13 Nisan 2018 Cuma

CAHİL HOCA



Yazar Adı: Jacques Ranciere
Basım Yılı: 2014
Yayınevi: Metis
Sayfa Sayısı: 137

   “Bütün insanların zekası eşittir” diyen Cahil Hoca, 1830’larda Hollanda ve Fransa’da skandal yaratan Joseph Jacotot’un hikayesini anlatır. Hocanın meziyeti cehaletidir.

  Jacotot insanın bilmediğini de öğrenebileceğini kanıtladı. Öğrenciler Fransızca konuşmayı ve yazmayı kendisinin yardımı olmaksızın öğrenmişlerdi, olgu buydu. Her türlü akıl yürütmenin olgulardan yola çıkması, onlara teslim olması gerektiğini düşünürdü. Yürüyerek, hareketi kanıtlayan Descartes.
   Öğrencileri bilgiye boğmamak, papağan gibi tekrarlatmamak gerektiğini biliyordu. Bu tekrar bir tek yetilerini geliştiriyordu. Hafıza. Günümüz sınav sistemi de ezber ve hafıza üzerinedir.Halkı aptallaştıran asıl unsur öğrenimsizlik değil zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır., der yazar. İnsan daha az zeki olduğu için başarısız değildir, bu daha az çalıştığı daha az dikkat ve özen gösterdiği anlamına gelir. Demek ki başarmak için tek gereken istemektir. Pedagojinin miti dünyayı ikiye böler. Aşağı zeka, üstün zeka. Küçük çocuğun ve halktan insanın zekası aşağı zekadır!
   Şaşırtıcı bir hikaye, eğitim üzerine özgün bir hikaye hem de zekaların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. Okunabilecek en muhteşem kitaplardan biri. Her paragrafı bir kitap değerinde. Dil biraz felsefi gelebilir, akıcı değil. Çeviriden kaynaklı bazı sözcükler karmaşa yaratabiliyor. Başta sıkıldım fakat kitabın sonlarına doğru düşünceler kafamda oturdu. Hatta kitabı iki kez okudum.
 “Zihnin, irade ve zekanın birleşmesinden iki temel kip tanıdığını görmüştük: Dikkat ve dikkatsizlik. Nitekim kimi filozof ve teologlarda ilk günahı bir dikkatsizlik olarak açıklıyorlardı. Kötülük namevcudiyetten başka bir şey değildir. Dikkatsiz niçin dikkat edeceğini anlamaz. Dikkatsizlik öncelikle tembelliktir, çabadan geri durma arzusudur. Tembelliğin ilkesi küçümsemedir. Bu küçümseme kendini alçak gönüllük gibi sunmak için uğraşır. Yok yapamam der, öğrenme işinden kaytarmak isteyen cahil. Kendini küçümseme her zaman için aynı zamanda başkalarını küçümsemedir. Devam etmesine izin verirseniz, başkalaşım sonunda gerçekleşir, alçak gönüllülük kaşla göz arasında kibre dönüşmüş olur.” Say:81
  “Takipçileri, zihinsel özgürleşmenin amentüsünü yazdırmıştı: “İman ettim, Tanrı insan ruhunu, kendi kendini hocasız olarak eğitmeye kadir olarak yaratmıştır.” Tabi mezar taşına bile böyle şeyler yazılamazdı. Birkaç ay sonra mezar taşı saldırıya uğradı.”say:136
“İnsanlar birbirlerini eşit görseydiler eğer anayasa kısa sürede yapılırdı.” Say:76
  Kitap içinde o kadar çok bilgi var ki, yüzlerce alıntı yapabilirim.
   Öğrenme ve öğretme sistemiyle ilgili sorgulamalara gidebilirsiniz, toplumun eğitimi dayatma sürecini, devletlerin maniplasyonlarını çok net biçimde görebilirsiniz. Zihin açıcı cümleleri var.
Okuyun diyorum. Özellikle öğretmenlerin ve eğitimcilerin mutlaka okumasını isterim. “Ölü Ozanlar Derneği” filmini de tavsiye ederim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder