Yazar
Adı: Takiyettin Mengüşoğlu
Basım
Yılı: 2015
Yayınevi:
Doğubatı
Sayfa
Sayısı: 536
Takiyettin Mengüşoğlu (1908-1984) Türkiye’de
modern felsefi düşüncenin öncülerindendir. Felsefi antropoloji ve değerler
üzerine çalışmalar yapmış Türk filozof.
İnsan Felsefesi, Mengüşoğlu’nun insan ve
hayvan araştırmalarını içermektedir. İnsan olmanın özellikleri, insanın varlık
yapısı, yeryüzündeki özel yeri, hayvanla arasındaki apayrılık
araştırılmaktadır. Hayvanlar hakkındaki kökleşmiş görüşleri değiştiren,
bütünlükçü hayvan araştırmaları yapmıştır. Hayvanın algı dünyası ile etki
dünyası, tam bir uyum gösterir. Bunun sonucu hayvan dünyada değil kendi çevresi
içinde yaşar. Besini çoğalması ve düşmanı dışında hiçbir şeyi fark etmeden harmonik
bir hayat sürer.
Kant, felsefi anropolojinin kurucusudur.
Bütün ilgisi insan üzerinedir. Kant’a göre doğa hayvana hayatını kolayca
sürmesi için çok cömert davranmış, insana ise üvey evlat gözüyle bakmıştır. Onu
çıplak, korumasız olarak dünyaya salıvermiştir. Bu bakımdan insan, bir yandan
yoksunluklar öte yandan olanak olarak fazlalıklar varlığıdır. Yapıcı olma,
tersi yıkıcı olma; kötü olma; korkunç olma; barış ve savaş gibi karşıtlıklar
onun varlık yapısının nitelikleridir.
Doğadaki oluşun yönetici ilkeleri, doğa
yasalarıdır.
Tarihsel oluşun yönetici ilkeleri (mekan,
zaman, gelenek, dil) değerler, vital ve yüksek değerlerle bezenmiş ideler,
görüş tarzlarıdır.
İnsan, tarihi boyunca kötü yanını silerek
iyi yanını geliştirme olanakları aramıştır. Kendisini mutsuz eden disharmoniden
(ahenksizlik) kurtulmanın yollarını, mutluluğu aramıştır. Kendisine sınır
koymak için tanrılar icat etmiş, yönetici güçler, yasalar aramış, devletler
kurmuştur. Cennetten kovulma mitosu, cennete bu dünyada geri dönme umudu onun insan
olma çabaları bakımından paradokstur.
Mengüşoğlu araştırmalarını biyolojiden,
psikolojiden, sosyolojiden, bu alanlardan gelen görüş açılarından ve
kavramlardan yapmaya çalışmıştır. İnsanın bütünlüğüne önem vermiş yani insan
bedeninin, ruhunun, toplumsal hayatının ve yaratmalarının içinde oluşan
fenomenleri araştırmıştır. İnsanı otonom bir varlık olarak gösterir. Ancak o
zaman antropoloji bir zooloji olmaktan kurtarılabilir der.
Yazar araştırmalarının sonunda şöyle bir
soru sorar: İnsanı harmonik bir varlık yapmak isteyen dinler onu hayvana mı
yaklaştırmak istiyor? Disharmoninin ortadan kalkmasıyla, insanla çayırda
otlayan koyunlar arasındaki fark ortadan kalkardı. Say:536
İnsanı başarıları olan, bilen, inanan,
çalışan, değerleri duyan, seven, ideleştiren, önceden gören, isteyen bir varlık
olarak tanımlar. Bu bakımdan başarı ve felaketlerinin sorumlusu kendisidir. İnsan
başarı ve başarısızlıklarında, insan olmanın onurunu ve sorumluluğunu taşır. Yazar
bu düşüncelerini ağırlıklı olarak Darwin, Uexküll, Gehlen, Kant, Nietzsche,
Dilthey, Hoartmann ve Scheler’in görüşleri ve tartışmaları etrafında
geliştirir.
Güzel bir felsefe bilim kitabı. Keyifli
okumalar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder