9 Mart 2018 Cuma

FELSEFİ SÖYLEM NEDİR?


FELSEFİ SÖYLEM NEDİR?

Yazar Adı: Betül Çotuksöken
Basım Yılı: 1991
Yayınevi: ara
Sayfa Sayısı: 192

   Betül Çotuksöken felsefede yaptığı önemli çalışmalarıyla tanınan bir felsefecidir. Onun felsefe anlayışı, ontolojik ve antropolojik yaklaşımlara açıktır. İnsanın ana özelliklerinden biri kavram kurmaktır. İnsanın bu özelliği onu sadece bilen bir özne olarak değil somut bir bütün olarak görmeyi dolayısıyla günümüzde karşılaşılan çeşitli sorunları felsefi açıdan ele almayı mümkün kılmaktadır.


   Yazar, Felsefi Söylem Nedir? kitabın da; her şeyi konu edinebilen felsefe kendini de konu edinebiliyor, diyor. Söylem felsefenin sadece dilsel yanı değildir. Konu bakımından, konuya bakış açısı bakımından ve bu bakışı dile getiriş bakımından ortaklıkların kurulabilmesi, saptanabilmesidir. Antikçağ ve ortaçağ felsefesi varlıkbilimsel nitelikli, Yeniçağ felsefesi ruhbilimsel nitelikli, çağdaş felsefe de dilbilimsel niteliklidir.
   Betül Çotuksöken, insanın/öznenin dış dünya ile ilişkisinde temel olan bir “şey” söz konusudur. Bir bağlamda bireyin kişiye dönüşmesini ısrarla belirtir. Ve kişi olmanın giderek yok olduğu günümüz dünyasında bunun kaygı verici sonuçlarına işaret eder. Her bireyin kişi olma sorumluluğuna bağlandığı söylenebilir
   ”Dünya olduğu gibi olan herşeydir.
    Dünya olguların toplamıdır, şeylerin değil.” Say: 105
  Felsefenin alanı şu sorulara indirgenir:
   1. Ne bilebilirim? ( Metafizik)
   2. Ne yapmalıyım? ( Ahlak Felsefesi )
   3. Neyi umabilmeme izin vardır? ( Teoloji )
   4. İnsan nedir? ( Antropoloji )
   Nesnel dünyayı kuran, insanın öznel dünyasıdır. Bu dünya Nermi Uygur’a göre, aslında bireyin kendi dünyasıdır: ”Şimdi şurada göçüp gidecek olsam, benimle birlikte yok olacak olan dünya bu dünya değil benim kendi dünyam. Benim kendi işgücüm, sevgilerimle, özlemlerimle, ağrılarım, korkularım, alışkanlıklarım, yorumlarımla, değerlendirmelerimle, etkilerim tepkilerimle, iç kımıldanışlarım, dışdönüşlerimde, çeşit çeşit duyumlarımla oluşan dünya, benim dünyam (…) Gerçek açık: ne kadar insan varsa böylesi o kadar özgün dünya var. Göçüp gidenlerin dünyası, geçmiş dünyalar; yaşayanların ki, geçerliliği olan dünyalar. Bu özgün dünyalarla o nesnel diye adlandırılan dünya karma karışık iletişimlerle iç içe. Öznel dünyamız yok olduğu an bir hiç bizim için nesnel dünya.” Say:186
   Kitabın dili ağır, anlamakta epey zorlandım. Felsefi altyapı isteyen bir kitap olmuş. İyi okumalar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder