30 Mart 2018 Cuma

HAYATIN ANLAMI



Yazar Adı: Terry Eagleton
Basım Yılı: 2015
Yayınevi: Ayrıntı
Sayfa Sayısı: 139

   Terry Eagleton, İngiliz kuramcısı yazar Marksist edebiyat eleştirmeni olarak bazı post modern çevrelerin saldırısına maruz kalmış yazar.


   Hayatın Anlamı kitabında, Eagleton “Hayatın Anlamı Nedir?” sorusunu; okura, kendisine ve gelmiş geçmiş hemen herkese soracak şekilde yöneltiyor. Düşünürlerin fikirleri doğrultusunda tanımı farklı bakış açılarıyla ele alıyor. Hiçbir cevaptan tatmin olmuyor ya da aldığı her cevaba bir soru yöneltiyor. Okura da düşünme fırsatı, sorgulama ve karşılaştırma fırsatı tanıyan bu yöntemle sizde “hayatın anlamı” üzerine düşüncelere dalabilirsiniz.
   Teologların bakış açılarına göre de değerlendiren yazar; din, kültür ve cinsellik kategorilerinin yaşamı kuşattığını; (her üç öge de kapitalist sistem tarafından ambalajlanıyor ve kişilerin anlam arayışında karşısına çıkartılıyor) kapitalist modernitenin insanlığı ekonomik olanla ipotek altına aldığını; siyasal alanı; aklı; ahlakı ve kültürü/kültürel hayatı yeniden düzenlediğini anlatır. Öncelikle din ruhani olandan çıkıyor ve piyasa mekanizmaları içinde başarısız olan kimselerin metafiziksel çaresine dönüşüyor.
   Hayatın anlamı konusunda pek karamsar olan Arthur Schopenhauer’in görüşleri de kitap içinde yer alıyor. Sigmund Freud da fikirleriyle kitabın içinde sıkça karşımıza çıkan bir isim. Freud’a göre hayatın anlamı: Ölüm.
   Anlatısına Shakespeare’nin tiyatral karakterleri, Wittgenstein’in “dil oyunları”  Heidegger’in “hiç”i, Sartre’daki “endişe” Samuel Beckett’in “belki” si de parçalar halinde katılıyor. Toplumun uyuşturucusu olarak sporu gösteriyor. Özellikle futbol
   Çoğunlukla tarihsel kırılma anları (soykırımlar, sürgünler, katliamlar, savaşlar, toplama kampları ) insan hayatının anlamını sorgulama biçimlerini değiştiriyor.
   Anlam arayışı üzerine fikirleri irdeleyerek, anlamdan yoksun bir hayatın “hedef, öz, amaç, nitelik, değer ve doğrultudan yoksun” olarak tanımlıyor.
   Bir gecede oturup bitireceğiniz bir kitap. Eagleton’un farklı görüşlerini sunarak, sorular sorarak size belki daha önce aklınıza gelmeyen cevapları aramaya doğru yönlendireceği bir inceleme kitabıdır.



23 Mart 2018 Cuma

İNSAN FELSEFESİ



Yazar Adı: Takiyettin Mengüşoğlu
Basım Yılı: 2015
Yayınevi: Doğubatı
Sayfa Sayısı: 536

   Takiyettin Mengüşoğlu (1908-1984) Türkiye’de modern felsefi düşüncenin öncülerindendir. Felsefi antropoloji ve değerler üzerine çalışmalar yapmış Türk filozof.
   İnsan Felsefesi, Mengüşoğlu’nun insan ve hayvan araştırmalarını içermektedir. İnsan olmanın özellikleri, insanın varlık yapısı, yeryüzündeki özel yeri, hayvanla arasındaki apayrılık araştırılmaktadır. Hayvanlar hakkındaki kökleşmiş görüşleri değiştiren, bütünlükçü hayvan araştırmaları yapmıştır. Hayvanın algı dünyası ile etki dünyası, tam bir uyum gösterir. Bunun sonucu hayvan dünyada değil kendi çevresi içinde yaşar. Besini çoğalması ve düşmanı dışında hiçbir şeyi fark etmeden harmonik bir hayat sürer.


   Kant, felsefi anropolojinin kurucusudur. Bütün ilgisi insan üzerinedir. Kant’a göre doğa hayvana hayatını kolayca sürmesi için çok cömert davranmış, insana ise üvey evlat gözüyle bakmıştır. Onu çıplak, korumasız olarak dünyaya salıvermiştir. Bu bakımdan insan, bir yandan yoksunluklar öte yandan olanak olarak fazlalıklar varlığıdır. Yapıcı olma, tersi yıkıcı olma; kötü olma; korkunç olma; barış ve savaş gibi karşıtlıklar onun varlık yapısının nitelikleridir.
   Doğadaki oluşun yönetici ilkeleri, doğa yasalarıdır.
   Tarihsel oluşun yönetici ilkeleri (mekan, zaman, gelenek, dil) değerler, vital ve yüksek değerlerle bezenmiş ideler, görüş tarzlarıdır.
   İnsan, tarihi boyunca kötü yanını silerek iyi yanını geliştirme olanakları aramıştır. Kendisini mutsuz eden disharmoniden (ahenksizlik) kurtulmanın yollarını, mutluluğu aramıştır. Kendisine sınır koymak için tanrılar icat etmiş, yönetici güçler, yasalar aramış, devletler kurmuştur. Cennetten kovulma mitosu, cennete bu dünyada geri dönme umudu onun insan olma çabaları bakımından paradokstur.
   Mengüşoğlu araştırmalarını biyolojiden, psikolojiden, sosyolojiden, bu alanlardan gelen görüş açılarından ve kavramlardan yapmaya çalışmıştır. İnsanın bütünlüğüne önem vermiş yani insan bedeninin, ruhunun, toplumsal hayatının ve yaratmalarının içinde oluşan fenomenleri araştırmıştır. İnsanı otonom bir varlık olarak gösterir. Ancak o zaman antropoloji bir zooloji olmaktan kurtarılabilir der.
   Yazar araştırmalarının sonunda şöyle bir soru sorar: İnsanı harmonik bir varlık yapmak isteyen dinler onu hayvana mı yaklaştırmak istiyor? Disharmoninin ortadan kalkmasıyla, insanla çayırda otlayan koyunlar arasındaki fark ortadan kalkardı. Say:536
   İnsanı başarıları olan, bilen, inanan, çalışan, değerleri duyan, seven, ideleştiren, önceden gören, isteyen bir varlık olarak tanımlar. Bu bakımdan başarı ve felaketlerinin sorumlusu kendisidir. İnsan başarı ve başarısızlıklarında, insan olmanın onurunu ve sorumluluğunu taşır. Yazar bu düşüncelerini ağırlıklı olarak Darwin, Uexküll, Gehlen, Kant, Nietzsche, Dilthey, Hoartmann ve Scheler’in görüşleri ve tartışmaları etrafında geliştirir.
    Güzel bir felsefe bilim kitabı. Keyifli okumalar..


16 Mart 2018 Cuma

KADİM FELSEFE



Yazar Adı: Aldous Huxley
Basım Yılı: 2014
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 474

   Cesur Yeni Dünya kitabının yazarı, daha önce okuduğum etkisinde kaldığım favori kitabımdır. İnsanlığın geleceği hakkında yeni dünyalar yaratma kurgusu olan, gelecekteki dünya hali hakkında fikir üreterek kendi ütopyasını kuran, anlatması, tarif edilmesi zor, en iyi düşünsel roman yazarıdır.


   Kadim Felsefe, roman değil düşünsel kitaplarından biridir. Kitap, Doğu ve Batının sentez felsefi dünyasını anlatır. İlginç bir yolculuğa çıkarır. Bir bakıma öğreticilik ve yaratıcılık üzerinde durur. Doğru düşünme ile en iyi temellerin atıldığını, hayatın çizgisinin ve doğrultusunun doğru düşünme ve duyguları yönlendirme üzerinden olacağını anlatır. Dini geleneklerden bahseder, içsel aydınlanmanın önemli üstatlarından alıntılar yaparak eşsiz bir yolculuğa çıkarır. Antoloji kitabıdır denilebilir.
   Felsefenin cevaplamaya çalıştığı en önemli soru Tanrının varlığı ve yokluğudur. Pek çok akım ve alt dalları bu sorunun çözümlenmesi için düşünceler üretmekte ve beyin fırtınaları yaratmaktadır. Tanrının varlığına ilişkin felsefeler her zaman doğudan yükselmektedir. Yazarda doğu kültüründen etkilenmiştir. “Budizm’den, Tanrının insanla bir olduğu gerçeğiyle; Tasavvufta Mevlana’nın Mesnevisinden beyitlerle; Gazali’den paragraflarla kitabına derinlik katmıştır. Hıristiyan teolojisinin mutasavvufu Eckhart’tan alıntılar da eşlik eder. Dinlerin hakikate erişmekte bir yol gösterici olmakla birlikte hakikate en büyük zararı da yine onların verdiğini, ikna edici bir dille anlatır.
   Felsefenin en ince çizgilerini bu kitapta bulacaksınız. İnsanın boşluklarını doldurabilecek, bakış açınızı değiştirecek, geliştirecek düşünsel bir kitap. Dünyanın bilgisini kusursuz bir biçimde anladım diyemem. Düşünerek, bazen tekrar okuyarak ilerliyorsunuz. Bir çeşit yol almanızı sağlayan güzel bir kitap.
  ”Nasıl ruh bedenin yaşamıysa, iyilikte ruhun yaşamıdır.” Say:129
                                                                          Jean Pierre Camus
  ”Beni istismar etti, beni dövdü, beni mağlup etti, beni gasp etti” Bu tip düşünceleri barındıranların içinde nefret hiç bitmeyecektir. Say:134
  ”Popüler yaşam felsefesi: artık kendini adanmışlığın klasikleri ve aristokratik iyi eğitim üzerine kurulu değildi. Tek dertleri herkesi mümkünse dışa dönük ve teklifsizce aç gözlü olmaya ikna etmekti. Bu durum reklam metin yazarları tarafından şekillendirilmektedir; zira doğal olarak başkasıyla paylaşmak istemeyenler, huzursuzlar, dikkati dağılmış olanlar, reklamcıların satmak istedikleri şeylere para harcamaktadır.” Say:228
  ”Huzur ruhun meyvesidir.”say:371
 ”Kendisi hakkında cehalet, diğer canlı varlıklarda tabiattır, insanda zaaf.”
                                                                                     Boethius
   Ben felsefe okumaya başlayınca Kuran’ı daha iyi anlamaya başladım.  H.Atay
   Felsefe olmadan yöntem melekesi gelişemeyeceği gibi bilimde olmaz. H.Onat


10 Mart 2018 Cumartesi

FAVORİ 8 KİTABIM!


 nesrininkitaparsivi’ne geçen yıl tam bu zamanlar yazmaya başlamıştım. Bir yıl ne kadar da çabuk geçmiş… Blogumun yıl dönümü olması sebebiyle diğer blog yazılarımdan farklı olmak üzere sizlere okuduğum favori kitaplarımı paylaşmak istedim. 2018 okuma listenizde yok ise her birini biran önce edinip okusanız iyi olur! Sizin de benim kadar keyif alacağınıza eminim. O zaman hemen ilk kitaptan başlayalım.

1. Nietzche Ağladığında- Irvin D. Yalom



2. TEPETAKLAK Tersine Dünya Okulu- Eduardo Galeano



3. Serenad- Zülfü Livaneli




4. Da Vincinin Şifresi- Dan Brown



5. Fİ- Azra Kohen



6. Cesur Yeni Dünya-Aldous Huxley




7. Beyaz Zambaklar Ülkesinde- Grigoriy Petrov



8. Bir Çift Yürek- Marlo Morgan








9 Mart 2018 Cuma

FELSEFİ SÖYLEM NEDİR?


FELSEFİ SÖYLEM NEDİR?

Yazar Adı: Betül Çotuksöken
Basım Yılı: 1991
Yayınevi: ara
Sayfa Sayısı: 192

   Betül Çotuksöken felsefede yaptığı önemli çalışmalarıyla tanınan bir felsefecidir. Onun felsefe anlayışı, ontolojik ve antropolojik yaklaşımlara açıktır. İnsanın ana özelliklerinden biri kavram kurmaktır. İnsanın bu özelliği onu sadece bilen bir özne olarak değil somut bir bütün olarak görmeyi dolayısıyla günümüzde karşılaşılan çeşitli sorunları felsefi açıdan ele almayı mümkün kılmaktadır.


   Yazar, Felsefi Söylem Nedir? kitabın da; her şeyi konu edinebilen felsefe kendini de konu edinebiliyor, diyor. Söylem felsefenin sadece dilsel yanı değildir. Konu bakımından, konuya bakış açısı bakımından ve bu bakışı dile getiriş bakımından ortaklıkların kurulabilmesi, saptanabilmesidir. Antikçağ ve ortaçağ felsefesi varlıkbilimsel nitelikli, Yeniçağ felsefesi ruhbilimsel nitelikli, çağdaş felsefe de dilbilimsel niteliklidir.
   Betül Çotuksöken, insanın/öznenin dış dünya ile ilişkisinde temel olan bir “şey” söz konusudur. Bir bağlamda bireyin kişiye dönüşmesini ısrarla belirtir. Ve kişi olmanın giderek yok olduğu günümüz dünyasında bunun kaygı verici sonuçlarına işaret eder. Her bireyin kişi olma sorumluluğuna bağlandığı söylenebilir
   ”Dünya olduğu gibi olan herşeydir.
    Dünya olguların toplamıdır, şeylerin değil.” Say: 105
  Felsefenin alanı şu sorulara indirgenir:
   1. Ne bilebilirim? ( Metafizik)
   2. Ne yapmalıyım? ( Ahlak Felsefesi )
   3. Neyi umabilmeme izin vardır? ( Teoloji )
   4. İnsan nedir? ( Antropoloji )
   Nesnel dünyayı kuran, insanın öznel dünyasıdır. Bu dünya Nermi Uygur’a göre, aslında bireyin kendi dünyasıdır: ”Şimdi şurada göçüp gidecek olsam, benimle birlikte yok olacak olan dünya bu dünya değil benim kendi dünyam. Benim kendi işgücüm, sevgilerimle, özlemlerimle, ağrılarım, korkularım, alışkanlıklarım, yorumlarımla, değerlendirmelerimle, etkilerim tepkilerimle, iç kımıldanışlarım, dışdönüşlerimde, çeşit çeşit duyumlarımla oluşan dünya, benim dünyam (…) Gerçek açık: ne kadar insan varsa böylesi o kadar özgün dünya var. Göçüp gidenlerin dünyası, geçmiş dünyalar; yaşayanların ki, geçerliliği olan dünyalar. Bu özgün dünyalarla o nesnel diye adlandırılan dünya karma karışık iletişimlerle iç içe. Öznel dünyamız yok olduğu an bir hiç bizim için nesnel dünya.” Say:186
   Kitabın dili ağır, anlamakta epey zorlandım. Felsefi altyapı isteyen bir kitap olmuş. İyi okumalar...


2 Mart 2018 Cuma

Metinlerle ORTAÇAĞDA FELSEFE


Metinlerle ORTA ÇAĞDA FELSEFE

Yazar Adı: Betül Çotuksöken - Saffet Babür
Basım Yılı: 1989
Yayınevi: ara
Sayfa Sayısı: 343

  Ortaçağda felsefe, M.Ö. (203-269) Platinos ve Ockhamlı William (1300-1350) yani Rönesans'a kadar aradaki yelpazeyi ele alan bir inceleme kitabıdır. Bin yıllık bir dönemi belli başlı filozofların metinleriyle ele alan bir felsefe tarihidir.


    Ortaçağ bir yandan karanlık bir çağ, barbarlık dönemi, bir yandan da düşünsel ve sanatsal anlamda verimli bir dönemdir. Platinos, antikçağ düşüncesinden, ortaçağ düşüncesine geçişin temsilcisi olarak görülür. Guillelmus de Ockham ise ortaçağ düşüncesinden Rönesans düşüncesine geçişin temsilcisidir. Ortaçağ düşüncesini inkâr etmemek gerekir. Felsefe tarihi açısından son derece önemli ve zengin içerikli bir dönemdir. Eski yunan felsefesinden alınan mirası, yorumlayarak farklılaştırıp, modern felsefeyi üretmiştir. Kitapta, İslam Medeniyetinin de önde gelen isimleri Farabi, İbn Sina, Gazali, İbn Rüşd’ün de hayatı ve fikirleri vardır.
   ”İnsanın doğasında mutluluk arzusu vardır. Felsefe kendi başına insanın sorununu çözemez. Mutluluk aklın tam doyumuyla başlar, sevgiyle tamamlanır. Dolayısıyla mutluluk bilgi ve sevginin birliğindedir.” Say:246