Yazar Adı: Mircea Eliade
Basım
Yılı: 2003
Yayınevi:
Kabalcı Yayınevi
Sayfa
Sayısı: 328
Muhammed’den Reform Çağına
Eliade, bu cildini de 8 bölümde toparlamış.
Hıristiyan kiliselerinin tarihini aydınlanma çağına kadar sürdürüp Hinduizm’in
gelişmesi, ortaçağ Çin’i ve Japonya dinleri hakkındaki bölümleri bu cilde
bırakmış. IV. Yüzyıldan XVII. Yüzyıla kadar Avrupa'daki dinsel inançlar,
düşünceler ve kurumlar üzerinde (skolâstik, Reformlar) daha az durmuş. Ders
kitaplarında önemsenmeyen veya suskunlukla geçiştirilen olaylara daha geniş yer
vermiş gibi. Örneğin Heterodoks akımlar, zındıklıklar, halk mitolojileri,
ibadetleri, cadılık, simya, ezoterizm gibi dinsel yaratımlar ilginçti. Sonuçta
dinsel inançların ve düşüncelerinde bir tarihi olduğunu ben bu kitap sayesinde
çözümledim. Bu cildin en önemli gelen kısmı arkaik ve geleneksel dinlerin
tanıtılması oldu.
“Cengiz
han, İmam Buhari ile yaptığı tartışma da ona şöyle der: “Tüm evren tanrının
evidir, ona ulaşmak için özel bir yer (örn, Mekke) belirlemenin ne faydası var?”
“Tüm
evrensel din kurucuları içinde, yaşam öyküsü ana hatlarıyla bilinen tek kişi
Muhammed’dir.” s.79
“Tüm
mezhepler “söz, söylem” anlamına gelen ama sonunda ilahiyatı ifade etmek için
kullanılmaya başlanan Arapça bir terim olan kelam adıyla bilinen akli yöntemi
kullanmışlardır. En eski kelamcılar, Hicri II. Yüzyılın ilk yarısında Basra’da
örgütlenen düşünürler grubu olan Mu’tezilerdir.” s.13
"İlk
imam Ali’ye göre: “Kuran’ın hiçbir ayeti yoktur ki, dört anlamı bulunmasın.
Zahiri
anlam (dil ile ikrar içindir.)
Batıni
anlam (kalple idrak içindir.)
Hadd
(sınır) (caiz olanla olmayanı ayıranı belirler)
Muttala
(ilahi tasarı) Allah’ın her ayet ile insanın içinde gerçekleştirmeyi
hedeflediğidir.
Bu
anlayış Şiiliğe özgüdür. Birçok mutasavvıf ve kelamcı tarafından
paylaşılmaktadır.
”Şeriat
hakikatin zahiri yönü, hakikat ise Şeriat’ın Batıni yönüdür. Şeriat: simge,
Hakikat: simgelenendir. İran’lı filozof N. Hüsrev.” s.138
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder