Yazar
Adı: İskender Pala
Basım
Yılı: 2012
Yayınevi:
Kapı Yayınları
Sayfa
Sayısı: 519
Katre-i Matem, Od ve Bülbülün Kırk
Şarkısı kitaplarından sonra üçüncü İskender Pala kitabım oldu. İskender Pala,
Divan edebiyatı alanında ülkemizin önde gelen ismidir. Kitaplarında çoğunlukla
o döneme ait şiirler vardır.
Katre-i
Matem: Matem damlası anlamına gelir.
Hikaye
genel olarak bakıldığında; Osmanlı Lale Devrinde yaşayan iki gencin aşkları
etrafında döner. Kahramanlarımız; Topaç Yeye, Şehnaz’ın aşkından bimarhaneye
düşmüş olan bir genç adam. Diğer tarafta evlendiği ilk gece eşi Nakşıgül’ü
kaybeden aslında bir Osmanlı şehzadesi olduğundan bihaber, Kara Şahin. Ve
hepsinden önemlisi Kara Şahin’in, Nakşıgül’ün soğumuş ellerinde bulduğu bir
lale soğanı ile hikaye başlar.
Kitapta
lale ile ilgili bilgilerin yanında; Lale devrinde Osmanlının durumu, halkın
yaşayış biçimi, sosyal yaşam, Lale devri mimarisi, Patrona Halil isyanı, saray
diplomasisi gibi birçok bilgi yer almaktadır. İskender Pala'nın bir müzayededen
satın alıp içindekileri yalınlaştırarak bastırdığı bir kitapmış. Gerçek yazarı
bilinmemektedir. Ayrıca kitap, Patrona Halil, 3. Ahmet, Damat İbrahim Paşanın
kişilikleri hakkında da bolca bilgi içeriyor. Çok güzel derkenarlara sahip bir
kitap. Özellikle Leyla – Mecnun hakkında olan derkenarları ile etkileyici
olmuş.
Derkenar:
Osmanlıda resmi evraka ayrıca kitap kenarına konulan dipnot demek.
Özellikle
tarih ve polisiye sevenlerin kaçırmaması gerekir. Okurken tarihin detaylarını
öğreniyorsunuz. 66 soruda cinayet, 66 bölümden oluşuyor. İnsanda bu bölümden
sonra ne olacak hissi yaratması ile akıcılık yaratıyor. Fakat çok fazla yan karakter var. Kafa
karıştırıyor, bırakılabiliyorsunuz.
Tarihi
romanların ve filmlerin öğrettiği bilgileri hiç bir ders kitabı öğretemiyor.
Kitaptan
alıntılar:
”İnsanlar
aklın bizi yönlendirdiğini zanneder. Hakikatte aklı yönlendiren bir olumlu bir
de olumsuz müteharrik vardır: Gönül ve nefs. Aklımız gönlümüzün önüne düşerse
insan kendi yaratılışına uygun şeyler üretir; nefsin önüne düşünce sapkınlık
başlar. Bu dengeyi kurma noktasında insana irade gücü verilmiştir.” s:39
”Akil
olan adil olur.” s:132
”Aşk
asla paylaşılmayan sır.” s:87
”Dikkat
et, fakirliğin en büyüğü ahmaklık; zenginliğin en üstünü akıldır.” s:178
”Kişi
dilinin altında gizlidir. Ahmağın kalbi dilinde; akıllının dili kalbindedir.”
s:289
”Gözyaşları
ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu. Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana
dönüştüğü zaman hep ayrı manaları vardı. Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran
mektuplar gibiydi.” s:352
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder