3 Ağustos 2018 Cuma

GILGAMIŞ DESTANI



Yazar Adı: Hasan Ali Yücel dizisi
Basım Yılı: 2017
Yayınevi: Türkiye İş Bankası
Sayfa Sayısı: 142

   Gılgamış Destanı, insanoğlunun ilk yazınsal ürünü olarak bilinir. İlk başyapıttır. Yaşam sevgisi, yiğitlik, ölüm korkusu, cinsellik, aşk gibi konuların işlendiği bu destanın diğer -yunan destanı İlyada’dan, Hint destanı Mahabhara’dan-  destanlardan farkı insanın ölümsüzlük arayışının kanıtlarından biridir.


   Gılgamış, efsanevi bir kişi. Annesi bir tanrıça, babası ise bir şeytan. Bu yüzden yarı insan, yarı tanrı olarak bilinir. Bağdat’la Basra arasındaki bir Sümer yerleşkesi olan Uruk kentinin kralı (M.Ö.3000)
   Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden derlenmiştir. Günümüze 12 tablet kalabilmiştir. Tabletler eksik olduğundan destan metninin bütünü elde edilememiştir. Eksik olan bölümleri elde etmek imkansızdır artık. Günümüzde Amerikan bombaları Irak’ı yerle bir ettiği için yeryüzü uygarlıkları da yok olmaktadır.
   Kitap, Gılgamış’ın özelliklerini övgüyle anlatarak başlar. Gılgamış başarılı bir savaşçıdır. Başından geçen serüvenleri anlatır. İlk serüven, Gılgamış ile Gök tanrısı Anu arasında geçer. Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu, onu öldürmesi için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Gılgamış üstün gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın en yakın yardımcısı, dostu olur. Diğer serüven, Gılgamış ile aşk tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a kocası olması önerisinde bulunur. Gılgamış ret eder. Onuru kırılan İştar, Gılgamış’ı öldürmek için yeryüzüne bir boğa gönderir. Gılgamış, Enkidu’nun yardımıyla boğayı öldürür. Sonrasında Enkidu’nun rüyalar serüveni başlar. Enkidu, rüyasında boğayı öldürdüğü için tanrılar tarafından ölüme mahkum edilir. Bundan sonraki bölümde eksik tabletler olduğu için, devamında Gılgamış’ın Enkidu için yaktığı ağıt vardır. Gılgamış, Enkidu’nun cesedi önünde ölüm korkusuna kapılır. Daha sonra Tufan öyküsü başlar. Nuh tufanına değinir. Tufanı, Tanrıça İştar ve Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, tufandan kurtularak sağ kaldığını öğrendiği Ut-Napiştim’i bulmak için yola çıkar. Ut-Napiştim’in bulunduğu ölümsüzlük ülkesine varır. Ut-Napiştim, Gılgamış’a Tufan serüvenini anlatır. Bir “güçlülük” sınavından geçirir onu. Zavallılığına acır. ”Denizin dibinde dikenli bir ot vardır. İnip onu bulabilirsen ölümsüzlüğü elde edersin” der. Gılgamış iner denizin dibine, otu bulur, çıkarır. Ama çok geçmeden yılana kaptırır.
Destan, Gılgamış’ın ölüm karşısında acı yenilgisiyle biter.
Kitapta, insanın doğayla içiçeliğini; Tanrıların insanlara yardım etmediğini tersine güçlükler çıkardığını, insanın bu güçlükleri kendi bilinçli çabasıyla yendiğini görürüz. Diğer bir özelliği ise insanın inançla değil bilgiyle davranması gerektiğini belirtir. Çünkü Gılgamış, inanmaz. Tanrılara kafa tutan “insan” gibi de anlatılır kitapta.
Baştan sona bir solukta okunacak bir kitap.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder