DÜŞÜNCELER
Yazar
Adı: Marcus Aurelius
Basım
Yılı: 2017
Yayınevi:
Yapı Kredi Yayınları
Sayfa
Sayısı: 158
Macus Aurelius (M.S. 121-180) hem filozof
hem hükümdardı. Platon “Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin
yüzü ışırdı.”diyor. Roma'nın en başarılı hükümdarlarından biri olmuştur.
Marcus Aurelius adı –belki de sanı demek daha doğru-Aurelius, Latince de
“altın” anlamına gelir. 19 yıllık hükümdarlığı Roma'nın altın çağına rastlar. Ön Asya’da, Suriye’de, Mısır’da Yunanistan’da seferlere çıkmış,
Roma’da uzun süre kalmamıştır. Düşünceler kitabını da bu seferlerde,12 kitap
halinde söyleşi şeklinde yazmıştır. Kitap boyunca kendi kendine öğütler vermiş,
uyarılarda bulunmuştur. Kendi kendini sorguya çekip, vicdan muhasebesi yaparak
ruhunu arındırmak istemiştir. Bu da onun kendini geliştirmek, hep Stoacı bir
görüngüden “bilge” kişi olmak için nasıl davranması gerektiğini sürekli olarak
düşündüğünü gösterir.
Stoacılık (M.Ö.) 3.yüzyılın başlarında
Atina’da kurulup, sonra Roma’ya kayan hayata dair çözümler üreten bir felsefe
ekolü, bir din olarak da bilinir. Stoacılık Hıristiyanlıkla savaşmış ve
Hıristiyanlığı bir çok bakımdan etkilemiş bir öğretidir. Roma stoacılığının 3.
Temsilcisi de Marcus Aurelius’tur. (Stoa; sütunlu galeri anlamına gelir.)
Stoacı felsefe 3 bölümden oluşur: Ahlak, mantık ve fizik(metafizik) Bu üç
bölümde üçü birlikte, bireyin insanlara ve nesnelere karşı tavrını belirliyor.
Roma Hukukunun 3 ana ilkesi de; dürüst
yaşamak, hiç kimseyi incitmemek, herkese kendi hakkını vermek olarak bilinir.
Marcus bu 3 ilkeyi kişiliğinde ve davranışlarında birleştirmiş birisidir.
Kitap boyunca ideal insan olma yolunda
kendini geliştirme sürecini görürüz.
”İyi bir yazgı, ruhun iyi eğilimlerinin
olması, iyi dürtüler, iyi eylemlerdir.” Say:77
Düşünceler kitabında evren, yaşam, ölüm ve
zaman kavramları uzun uzun anlatılmıştır.
EVREN, her şey birbirine bağlıdır, onları
birbirine bağlayan bağ kutsaldır, hiç bir şey insana yabancı değildir. Her şey
birbiriyle ilişkili olarak düzenlenmiş olup, evrenin düzenini oluşturur.
YAŞAM, her birimizin şimdiki zamanda bu
kısacık anda yaşadığını unutma; geri kalan günlerimiz çoktan geçip gitmiştir ya
da bilinmeyen gelecektir. Yaşam kısadır.
ÖLÜM ünü de evrendeki olaylar zincirinin
zorunlu bir halkası olarak dinginlikle kabul edeceğini savunur. Ölüm kavramı
kitapta sık sık yinelenmektedir.”insan yaşlı da ölse, genç de ölse, ölümle aynı
şeyi yitirir. Şimdiki zaman, insanın yoksun kalabileceği biricik şeydir. Sahip
olduğu biricik şey, hiç kimse sahip olamadığı bir şeyi yitirmez”
ZAMAN “an”ın değerini vermektir. Stoacı
ahlakın ilkelerine göre yapmaktır. Marcus, zamanın hızla akışını: “insanın
uçarken görüp gönül verdiği bir serçenin daha ona sevdalanır sevdalanmaz kanat
çırparak gözden yitip gidişi” ne benzetiyor.
Okunması çok zevkli, çevirisi de güzel bir
kitap. ABD eski başkanlarından Bill Clinton her yıl bu kitabı okurmuş.
Yönetici, lider konumunda olanlar için bir kılavuz kitap olabilir. Herkes
okusun çok beğendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder