21 Aralık 2019 Cumartesi

EN ESKİ YÜZ



Yazar Adı: Pelin Buzluk
Basım Yılı: 2018
Yayınevi: İletişim
Sayfa Sayısı: 84

   Pelin Buzluk, 1984’de Ankara’da doğdu. Öykü ve yazıları 2002’den bu yana çeşitli dergilerde yayımlandı. Deli Bal, ilk öykü kitabı, Yaşar Nabi Nayır öykü ödülünü almıştır. En Eski Yüz adlı kitabı da Sait Faik öykü armağanını kazanmıştır. Kitapta, şehrin en koyu gecesinin puslu dünyasının öykülerini okuruz. Konular vurucu, dili ve sonları çok etkileyici.


Su İşi
Yazar, bir dönemin karartma gecesini işleyen öykü ile karşılıyor okuru. Kahramanın gerçekleri öykünün sonunda alaşağı ediliyor. Kahramanla birlikte kafanızda soru işaretlerine ulaşıyorsunuz. Orada bir yaşam dünyası oluşturuyorsunuz. Yazar okuru azımsamamış.
Ortanca Oysa…
“Peşimizden yetişemediler ama başka kentlerde önümüze çıkacaklar. Bacaklarımızın arasında gizlediğimiz namuslarını merakla. Gözlerini elden ele verip üzerimize dikecekler. Göğsümüze, kalçamıza, bacaklarımıza. Bir namustur ki üstümüzden toplayıp atamıyoruz.” s.75
Deray
İnsan bulamayacağından eminse eğer aramaya kalkışmadığında o son zayıf umudu sarf etmemiş oluyor.” s.52
Gemisiz
“Denizler cinayet işlemezler, aslında kimseyi istemezler.” s.41 Arda Kemirgent.
“Oysa denizi anlamak için üstü bomboş olacak. Yalnız köpük. Denizi anlamak için insanı unutacaksın. Sadece kayıklara izin verilmeli. Onların alçak gönüllü sallantılarına.” s.42
Başka Esnada
“Bu eşsiz düşün tadına varmak istiyordum. Gerçeklerle yüzleşmek ya da aslolana ermek gibi bir derdim yoktu. Gerçek neye yaramış ki şimdiye kadar.” s.37
Tozlu Cennet
 Bireyin cinsel özgürlüğünü ve görünürlüğünü yok sayan düzene karşı kurgulanmış bir öykü.
“Aşk sözcüğünü keşfetmemiş olmayı yeğlerdim. Adına aşk dediğimizde anonimleşiyordu, herkesin anlattığıyla bir oluyordu.” s.21
Uçurum
Düş atmosferinden acı gerçeklere doğru salınan bir kız çocuğunun öyküsü.
“Düşmeler bitmiyor düşlerimde. Bir haber daha almaktan korkuyorum.” s.69
Dördüncü
İzbe bir meyhanede tek başına bir kadın. Erkek şiddetinden kaçıyor ve tanımadığı bir kadının evine sığınıyor. Yazar, bu öyküde yara ile ilişkimizi deşmek istiyor. Yaralarımızın rehberliğinde yaşıyoruz.

“Biri gelmez yaralar, biri gelir yaralar. Biri de sade kabuğu kavlamaya gelir. Bunlar dörde ayrılır.” s.30
“Bir kadının gülmesi neşeli ya da mutlu olmasından başka her anlama gelir çünkü.” s.27





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder