Yazar
Adı: Madeline Miller
Basım
Yılı: 2019
Yayınevi:
İthaki Yayınları
Sayfa
Sayısı: 408
Madeline Miller (1978-...) Amerikalı
romancı. Antik Yunan mitlerini anlatan bir öğretmen olduğunu öğrendiğimde
heyecanlanmıştım. Tanrıları, mitolojinin gizemlerini ve entrikalarını anlayıp, çözemediğim bir
dönemde yazarla ve kitabıyla karşılaşmam güzel bir tesadüftü. Kızımın önerisiyle tam zamanında tanıştığım bir kitap oldu. Yazar, Antik
Yunan mitolojilerinde yer alan mitsel karakterler üzerinden fantastik bir
kurmaca oluşturmuş. 2018 yılında yılın en iyi fantastik romanı seçilmiş.

Güneş tanrısı ve titanların evinde bir kız
doğar. Adı Circe’dir. Annesi ve babası tarafından sevilmemiş, aşağılanmış,
ezilmiş bir çocuktur. Bir gün bir balıkçıyı bir tanrıya dönüştürdüğünde
büyücülük güçleri olduğunu fark eder. Tüm denizcilerin korktuğu korkunç bir
deniz canavarı haline gelir. Tanrıları bile tehdit edebilecek bir büyücülük
gücüne sahiptir. Tehdit altında olan Zeus Circe’yi ıssız bir adaya hapseder.
Circe’nin adasına denizciler gelip, yer, içer sonra tecavüz etmeye kalkışırlar.
Circe’de o adamları domuza çevirir. Bir gün adaya, İthaka’nın kurnaz perisi,
tanrıça Athena’nın gözdesi, Penelope’nin kocası ve Troya savaşı sırasında Agamemnon’un
başdanışmanlarından Odyseus (Yunanların savaşı kazanmasını sağlayan at hilesini
düşünen kişi) gelir. Kirke ona aşık olur, çocuğu Telemaknos olur. Daha sonra
Kirke’nin sevdikleri için yapabildikleri ve bir sürü şey, merak edenler alsın
okusun.
Kitap da beni etkileyen yerlerden
biri; Kirke, hiç öz güveni olmayan o kadar kompleks bir karakter ki, güçlü bir
kadına dönüşümünü izlemek çok keyifliydi. Merkezde hep Kirke’nin olması, erkek egemen
Tanrılar topluluğunu sürekli erkeklerin ağzından dinlemektense, kadın
anlatıcıdan okumak da ayrı keyifliydi. Yazar, bildiğimiz tüm efsaneleri
birbirine pürüzsüz bir şekilde bağlıyor, atıflar yapıyor. Kitap yavaş akıyor,
bir sürü olaylarla dolu olmasına rağmen dili sade, boş cümleler yok .İyi
okumalar…
"Yeterince güçlüysek bir gün midelerimize itaat etmemeyi seçebiliriz." s.7
"Ölümlüler şöhreti böyle ele geçiriyor, çok çalışarak ve kendilerini adayarak... Ama Tanrılar neleri mahvedeceklerini ispatlayarak... Şehirleri yakıp yıkarak, savaşlar çıkararak, salgınlar ve canavarlar yaratarak." s.114
"Hiddet, keder, engellenmiş arzular, şehvet, kendine acıma: Tanrıların iyi bildiği duygulardır bunlar. Ama suçluluk, utanç, pişmanlık, tereddüt bizim türümüz için yabancı ülkelerdir, her bir taşının ayrı ayrı öğrenilmesi gerekir." s.132
"Düşünceye yaraymış gibi dokundum, ne kadar acıdığına baktım." s.197