14 Mayıs 2017 Pazar

YEŞİL PERİ GECESİ

YEŞİL PERİ GECESİ

Yazar Adı: Ayfer Tunç
Basım Yılı: 2015
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 463

    Ayfer Tunç’un ismini 2005 yılında çıkan kitabı BİR MANİNİZ YOKSA ANNEMLER SİZE GELECEK kitabıyla tanımıştım. Çok güzel bir kitaptı.      Yeşil Peri Gecesi; “apsent” i ilk bu romanda duydum.Ana bileşeni yüksek oranda alkol ve yeşil anason karışımı olduğunu ve “yeşil peri” olarak anıldığını, yasaklanmasına rağmen çekiciliğini kaybetmemiş bir içki olduğunu öğrendim.
     Romanda güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikayesi anlatılır.



   “Artık ev kadınlarının bile bildiği gibi, psikolojide buna “Güvensiz Bağlanma” deniyor. Sağlığımız ve ruhumuzun gizemleri, labirentleri, koridorları, genlerimiz, hatta çakralarımız, üçüncü gözlerimiz, akupunkturlarımız, feng şuilerimiz, ayurvedalarımız, zihin güçlerimiz, taş ve su terapilerimiz, burçlarımız, fallarımız hatta hatta paralel evrenlerimiz, sırrının keşfine çeyrek kalan kuantumumuz ve tüm bunların sağlığımıza öyle böyle etkileri türünden üfürük TV programlarında iki cümleyi bir araya getiremeyen yetersiz psikologlarla sahte uzmanların alt sınıf hatta dip sınıf seyircilere satabileceği kadar basit ve kaba bir bilgi bu artık.” Syf:285
   “Cesaret, ancak göstermemiz gerektiğinde imkansız olduğunu anladığımız bir erdemdir.” Syf:451

 "Ama Ali başkaydı. Neden başka olduğunu bilmiyordum. Elimi sanki bin yıldır tutuyormuş, buna çok alışkınmış gibi tutuyordu. Ben de onunla böyle el ele yürümeye alışkınmışım gibi yürüyordum.
''Nereye gidiyoruz?'' dedim.
''Yürüyoruz işte,'' dedi.''Yürüyebildiğimiz kadar yürüyelim.''
Öyle yaptık.
Onunla beraberliğimiz yürüyebildiği kadar yürüdü. Ben daha çok yürüyecek, sonsuza kadar sürecek sanıyordum.Ama bir gün elimi bıraktı, çekip gitti." syf:145

                  
  Yazarın üslubuna bayıldım.Net ve temiz bir Türkçeyle tanıdık coğrafyada kah tebessüm ederek kah içim burkularak okudum.Anlatımı çok beğendim.
  Romanın sonu umut doluydu;duyarlı, cesur, görmezden gel(e)meyen insanların var olduğu sürece insanca yaşayabilmek hala var demek oluyor.Müthiş bir kitap, okuyanda derin izler bırakıyor.

           


8 Mayıs 2017 Pazartesi

HOMO DEUS

HOMO DEUS

Yazar Adı: Yuval Noah Harari
Basım Yılı: 2016
Yayınevi: Kolektif
Sayfa Sayısı: 450

     Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, HOMO DEUS ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor.


             “Tarih insanların Tanrı’yı icat etmesiyle başladı ve insanlar Tanrı olduğunda sona erecek” Yuval Noah Harari
      Tıpkı  sözünde söylediği gibi yeni kitabı Tanrı İnsan’ın (Homo Deus) hikayesini anlatıyor. Tarihte ilk defa daha çok yemek yiyen insanın, daha az yiyen insandan çabuk öldüğünü söylüyor. İnsanın ekonomik, politik, sosyolojik yaşamına ait pek çok izleri, ipuçlarını bizimle paylaşırken bir yandan da insanın bugünde kendini nasıl Tanrı olarak gördüğünü anlatıyor. Yazar ölümsüzlüğü bulduğumuz zaman bugün yaşadığımız deneyimlerin, hayat mücadelemizin ne kadar anlamsız olacağına  dikkat çekiyor. Dikkat çektiği bir başka konu da Terör konusu. Obezite ve benzeri hastalıklardan ölenlerin sayısı, terörizmden ölenlerin sayısından fazla olduğunu söylüyor.
       Eski zamanlarda insanın birbirine karşı üstünlük mücadelesini madenlere bağlıyor. Altın ve gümüş sahibi olmak gerçek zenginlikti, bugün ise BİLGİ'nin esas zenginlik olduğunu söylüyor. İnsanı baştan aşağı sorgulamış. Pek çok istatistiki bilgi kitap içersinde yer alıyor.
       Homo Sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inanır. “ Anlamdan yoksun evrende, güç peşinde, bitmek tükenmek bilmeyen bir koşudur aslında modern yaşam.”
        Kitabın anlatmak istediği HÜMANİZM in nasıl dünyaya hakim bir din haline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğidir.
 HÜMANİST Siyaset: Seçmen en iyisini bilir.
 HÜMANİST Ekonomi: Müşteri her zaman haklıdır.
 HÜMANİST Estetik: Güzellik bakanın gözlerindedir.(Hümanist estetik söylem)
 HÜMANİST Etik: Kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle yapın!
 HÜMANİST Eğitim: Kendi başınıza düşünme becerisi edinin!
      Kitapta diğer bir bölümde DATANİZM… En çok dikkatimi çeken bölümlerden biriydi.
       TANRI İNSAN gibi gerçekten çok iddialı bir söylemin altını dolduran bir eser olduğunu düşünüyorum. Kitabı okurken; beyin zonklaması, ters görme, kahrolsun bazı şeyler deme ihtimaliniz muhtemeldir. Adeta ezber bozan, ezber bozanı da eleştiren bir sözlük. Bu kitap başlı başına bir gelecek kurgusu tartışmamıza olanak sağlıyor. Anlaşılan o ki, bu gelecek de çok uzak gözükmüyor.
      Yarının kısa tarihini anlamak için HOMO DEUS'u  bugünden okumanızı öneriyorum.

           



6 Mayıs 2017 Cumartesi

UNUTURSUN

UNUTURSUN

Yazar Adı: İclal Aydın
Basım Yılı: 2017
Yayınevi: Artemis
Sayfa Sayısı: 419

            Unutursun; aşk için giden, kalan ve ölenin hikâyesi birazda...
            Televizyon ekranlarından tanıdığımız İclal Aydın oyunculuk, program sunuculuğu gibi işlerle ön plana çıkan isimlerden biri. Daha sonra köşe yazılarıyla da başarılı bir insan. Samimi, içten duruşu bunu yazılı ve görsel çalışmalarında güzel bir şekilde aktarması başarısında büyük bir etken.   


            Unutursun kitabı bizi eski İstanbul, Ihlara ve Ankara etrafında 1950’lerden 2014 yıllarına kadar dolaştırıyor. İstanbul’un son gayri müslimleri, esnaf dostları Aşkale’ye gitmesin diye vergi borcunu ödemek için para toplayan Müslüman komşular, asılan bir başvekilin güçlü karısı, müge çiçekleriyle bezeli 60’lı yılların Ankara’sını yasa boğan uçak kazası, savaşlardan sağ çıkmış sıhhiyecilerin yorgunluğu, Kapadokya’nın yer altı kentleri, karlı Berlin, ana kucağı Ihlara, tangolar, ağıtlar ve elbette bir esinti gibi geçen Nariye’nin  şarkısı…  
           “Benim acım bir başkasının şifasına yol olmayacaksa neden açıldı bende bu yara? “ diye sormuştu. Yanıtını kendin arayıp bulacaksın.Bir yarayı altın’a ancak kendin çevireceksin..der (kitaptan bir alıntı)
           Hasan Dağının ardında yaşanalar etkileyiciydi, üslubu akıcıydı. Tavsiye ederim.