30 Nisan 2017 Pazar

SERGÜZEŞT


SERGÜZEŞT


Yazar Adı: Sami Paşazade Sezai
Basım Yılı: 2014
Yayınevi: Alkım
Sayfa Sayısı: 172

   Sergüzeşt, bir kişinin başından geçen macera, serüven anlamına gelmektedir.
.
   Romanda genel anlamda esir ticareti, sosyal sınıflar arasındaki dengesizlik, terbiye meselesi, geleneklerin sosyal hayat üzerindeki etkisi başlıca unsurlardır.
   Olay örgüsünden biraz bahsetmek gerekirse; Dilber Kafkasya’dan kaçırılarak İstanbul'a getirilen ve Mustafa Efendiye satılan bir esirdir. Sonrasında Mustafa Efendi onu bir konağa satar. Konağın oğlu Celal ve Dilber zamanla birbirlerine âşık olur. Oğullarının bir cariyeye âşık olmasını hazmedemeyen Zehra Hanım, Dilber’i gizlice başka esirciye satar. Dilber Mısır’da bir konağa satılır ve efendisine odalık olmayı kabul etmemesi ve hapsedilmesini konu alır. Konakta Dilber'e âşık olan Cevher adında harem ağasının Dilber’i kaçırması, İstanbul'a dönmesi için bilet alması ve Cevher’in ölmesi sonucu Dilber’in bu talihsizlikler sonucu kendini Nil nehrine atmasıyla son bulur.




 Yazar kendiside konakta büyümüş, çalışanlarla işverenler arasındaki bağı iyi biliyor. Sosyal sorunların varlığını işaret ederek toplumu bu konuda bilinçlendirmek isteğini görüyoruz. Tanzimat dönemi romancıları genellikle halka ders vermeyi amaçlamışlar, toplum için sanat anlayışını benimsemişler.
   Bende romanı okumanızı tavsiye ediyorum. Böylece Tanzimat dönemi edebiyatından okuduğum bazı romanları paylaştım. Şimdi Servet-i Fünun edebiyatına geçebiliriz. Fakat araya biraz gündem kitaplar sıkıştırmak istiyorum. İYİ OKUMALAR..




24 Nisan 2017 Pazartesi

ZEHRA

ZEHRA

Yazar Adı: Nabizade Nazım
Yayınevi: Dergâh
Sayfa Sayısı:171


            Zehra Tanzimat ile gelen değerler sistemindeki değişikliğin kadın-erkek ilişkilerine yansımasının edebi göstergelerinden biridir. Kıskançlıkların, aşkların ve ihtirasların romanıdır. Romanda kadınların esareti görülür.


            Zehra Servet Efendinin kızıdır. Annesi ölmüş babasıyla yaşamaktadır. Suphi babasının kâtibidir. Bir gün Suphi iş dolayısıyla Servet Efendinin evine gider. Zehra’yı görür ve âşık olur. Zehra ve Suphi babasın da isteğiyle evlenirler. Servet Efendi varlıklıdır, kızına ve damadına ev alır ve döşer. Münire Hanım (Suphi’nin annesi) gelinine yardımcı olması için eve, Sırrı Cemal adında bir cariye getirir. Zehra'nın kıskançlıkları başlar. Köşkteki karı-kocanın huzuru bozulur. Sırrı Cemal ve Suphi’nin arasında yakınlaşma olur. İki kadın birbirinden intikam almak için türlü oyunlar oynarlar. Sağlıksız evlilik ve aşk ilişkilerinin sonucu felaket ve ölümle sonla
             Kitap Tanzimat Edebiyatının ilk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilir. Bence, romanın dipnotları çok fazla ve bu yazım şekli de akıcılığı bozuyor. Ve okumak yorucu oluyor. Belki başka yayın-evlerinin ki okunabilir. Ben incelemedim. Siz bir araştırın derim.



18 Nisan 2017 Salı

ARABA SEVDASI

ARABA SEVDASI



Yazar Adı: Recaizade Mahmut Ekrem
Yayınevi: Türk Edebiyatı Vakfı

            Kitabın ana karakterleri olan Bihruz Bey’in Periveş Hanıma duyduğu sıradan bir aşk hikâyesini anlatır. Dönemin gerçeklerini yansıtır. O dönemde Batı etkisi kendini iyice hissettirir. Bihruz Bey dönemin burjuva genci, Fransız sevdalısı ve bir mirasyedi olarak tanımlanabilir.Türkçe ona göre kaba ve yetersiz bir dildir.Lüks yaşamı benimsemiş, güzel kıyafetleri olan ve gayet pahalı at arabası ile caka satan bir delikanlıdır.Bir gün dolaşırken yine kendisi gibi lüks arabadan inen Periveş hanıma birden aşık olur.Böylece Bihruz Bey yaşamı bir üçlü kısır döngüye girer;Konak hayatı, Batılı yaşayış tarzının sergilendiği seyir yerleri (araba modasının yaygın olduğu Çamlıca,Beyoğlu) ve aşk.
              Aslında roman güçlü bir şekilde aşkı işler.

              İlk realist roman olmasına rağmen okuyucuyu dili yönünden zorlamaktadır.Yine de kendine özgü akıcılığı vardır.Kitapta yabancı hayranlığı, dış görünüşe önem verme, maddiyatçılık, ön yargılı davranma . tıpkı bugünkü gibi sık görülen sorunlar ele alınmıştır.Türkçe Fransızca karışımı  bir dil kullanılmıştır.(bugünde yıl 2017 Türkçe İngilizce karışımı ”tarzanca” dediğimiz bir dil kullanıyoruz) Bu roman 2. Abdülhamit dönemini yansıtır ve Tanzimat edebiyatı romanlarındaki yanlış Batılılaşmayı bir kez daha görüyoruz.



14 Nisan 2017 Cuma

MAHŞER


Yazar Adı:Peyami Safa
Basım Yılı:1989
Yayınevi:Ötüken
Sayfa Sayısı:324

  Mahşer,Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul'daki durum ve insanların yaşamını anlatan bir kitaptır.



Kahramanımız Nihad, ülkesini savunan, koruyan bir askerdir. Savaşta Gazi olduğundan dolayı İstanbul'a döner. Döndüğünde kötü insanlarla karşılaşır ve hayatta kalma mücadelesi verir. Harpte; bu kötü insanları, zenginleri, hırsızları, kaçakçıları korumak için mi vatanı savunduğu sorusunu sorar hep kendine. Bu hayat mücadelesinden ancak aşkla refaha kavuşur.
Kitabın ana fikri: İnsan ne kadar düşerse düşsün hayatından vazgeçmemeli, aşkını, sevgisini kaybetmeyip sabretmelidir.
Mahşer bir solukta okunacak, sade ve akıcı bir dille yazılmış bir romandır. O yıllarda devletin ne kadar kötü duruma düştüğünü, anlatmaktadır. Halk fakir, sefalet içindedir. Devleti soyan ve dolandıran insanlar, işsizlik çok fazladır. Okurken bu çaresizliği insana hissettiren bir roman.
Muhteşem bir kitap, okumalısınız. 



6 Nisan 2017 Perşembe

TALAT VE FİTNAT'IN AŞKI

TALAT VE FİTNAT’IN AŞKI
(TAAŞŞUK-I TALAT VE FİTNAT)


Yazar Adı: Şemsettin Sami
Yayınevi:İskele


            Tanzimat Dönemi edebiyatında,kadınların  toplumdaki yeri, dönemin evlilik ilişkilerini irdeleme, uygunsuz evlilikler gibi konulara dikkat çeken bir romandır. Kız çocuklarının okutulmaması,küçük yaşta kızların kaçırılarak köle olarak satılması yine kızların küçük yaşta evlenecekleri şahsı görmeden evlendirilmesi ve bunun sonucunda gelişen dramatik, ahlaksız sonuçlar tema olarak işlenmiştir.Aşk ve sevdanın önemi de vurgulanır.



         Talat'ı annesi büyütmüştür. Talat 18’ine gelince bir evin cumbasında Fitnat'ı görür ve birbirlerine aşık olurlar.O dönemde çok kolay değildir görüşmek bundan dolayı talat kadın elbiseleri giyerek Fitnat'ın evine girer. Konuşurlar. Kimseler görmez. Fakat Fitnat'ın üvey babası Fitnat'ı tuzağa düşürerek zengin bir adamla evlendirir. Fitnat evlendiği Ali Beyin bir zamanlar annesini terk eden babası olduğunu öğrenir.
          Türk Edebiyatının ilk romanı kabul edilir. Roman akıcı ve sade halk diliyle yazılmış,genellikle karakterler konuşturulmuştur. Okunmasını tavsiye ederim. Özellikle kadınlara verilen haklar ve günümüzdeki kadına bakış açısı yönünden değerlendilmelidir.


1 Nisan 2017 Cumartesi

FELATUN BEY VE RAKIM EFENDİ


Yazar Adı: Ahmet Mithat
Yayınevi: İskele Yayıncılık

            Kitabın adından da anlaşıldığı gibi Felatun Bey ve Rakım Efendi kitabımızın başkahramanlarıdır. Buradan yola çıkarak Bey ve Efendi arasındaki farkı anlatayım istedim. Osmanlı İmparatorluğunda birçok soyluluk unvanlarından biridir. Hatta yakın zamana kadar kullanılırdı. Bey; maddi durumu yüksek kimselere, Efendi ise daha alt sınıf tabakada bulunanlara söylenirdi.




            Felatun Bey alafranga özentileri olan, züppe bir tipi temsil eder. Babasından kalan mirası har vurup harman savuran, bir aktrise âşık olan ve belasını bulan adamdır. Rakım Efendi ise erdemli, yeniliklere açık, çalışkan, gerçekçi bir Osmanlı efendisidir. Roman okuyarak, merak edip araştırarak iş ve kazanç sağlayan ve bu çabaları sonucu sınıf değiştiren, zenginleşen Rakım Efendinin zaferiyle roman son bulur.

Tanzimatla ortaya çıkan gösteriş alafrangalığının, konak mirasının, rahat hayatlar içinde yetişmiş, sınavdan geçmemiş yüksek zümrenin bir örneğidir.Modernleşme ve Batılılaşma yolundaki Osmanlı İmparatorluğunu irdeleyen, biyografik bir roman niteliği taşır.